Aile ve Çocuk Yetiştiriciliği

Abone Ol

Toplumun en küçük yapı taşı ailedir… İyi bir aile iyi bir çocuk demektir… Bu kaide çevresel bazı özel nedenlerden dolayı kısmen bozulsa da genel anlamda iyi aile ortamında yetişen çocuklar kendini belli eder…

Oturmasını, kalkmasını, konuşmasını… Kısacası Adab-ı muaşereti bilen ve uygulayandır…

Aile dinamiği bozulmaya başladığında, kural tanımaz bir nesil yetişir… Sevgi, saygı, hürmet… Gibi kavramlarının içi boşalır…

Aile yapısı bozulan toplumların en temel özelliği eğitim sistemlerinin de bozuk oluşudur…

Günümüz Türkiye’sinde ne yazık ki aile yapısı bozulduğundan eğitim sistemimiz de bozuktur… “Eskiden eğitim daha iyiydi, öğretmenler daha kaliteliydi, toplum daha duyarlıydı…” gibi söylemler aslında o dönemlerde aile yapısının ne kadar iyi olduğunun göstergesidir…

Kendi aile yapımızdan yola çıkarsak ve geçmişle kıyaslarsak birçok yönden farklılık görürüz…

“Eti senin kemiği benim” anlayışından, “her şeyi benim” anlayışına geçiş oldu!

Aile, çocuğun her şeyine karışır oldu… Çocuğun özgürlüğü öz ailesi tarafından kısıtlanıyor!

Çocuğun kendini tanıma süreci ne yazık ki ailesinden ötürü uzun sürüyor…

Tutsak ve baskıcı aile yapısından sıyrılanlar, hayat tecrübesine sahip olmadıklarından sudan çıkmış balık gibi çırpınıp dururlar…

Sağa sola savrulan çocukların aileleri; “çocuklarımız için daha ne yapalım” gibi savunma içerikli sorgulamalara girmeleri, bu tür ailelerin bilinç sahibi olmadıklarının göstergesidir…

Evet, bir çocuğa daha nasıl eziyet edilir sorusunun cevabıdır bu tür aileler!

Kıymetli ebeveynler;

Çocuğunuz siz yokken de kendi başına bir şeyler yapabileceğini bilmeli ve öğrenmelidir… Yalnız başına bir şeylerin yapılabileceği düşüncesine sahip olmalıdır…

Hayatın her aşamasında siz olmayacaksınız… Bugün varsınız, yarın yoksunuz… Çocuk, siz yokken de kendine güvenerek bir şeyleri yapabilmelidir…

6-7 yaşlarındayken babam ve annem beni bakkala, fırına ve komşuya gönderirdi… Tabii, o yaşlarda neden gönderdiklerini anlamazdım ama sonradan elde edilen kazanımları görünce o bakkala gidişlerimin, fırından ekmek alışlarımın, komşuya gidişlerimin velhasıl sosyal aktivitelerin içinde oluşumun çok katkısını gördüm, öğrendim, fark ettim…

Meğer ailem beni sosyal hayata entegre etmek ve sosyal becerilerimin gelişimini sağlamak için yapmış olduğunu anladım…

Geleneklerine ve öz değerlerine sahip çıkan aile yapılarında yetişen çocuklar her açıdan daha kaliteli bir hayat yaşarlar…

Öz güvenleri yüksek, ne yaptığını bilen ve elindekinin kıymetini bilen çocuklar yetişir…

Çocuğunun her dediğini yapan ve her an çocuğunun yanında olan aileler çocuklarıyla ilgilendiklerini sanıyorlarsa kendi kendilerini kandırmış demektir…

Her an çocuğunun yanında olmak onun her şeyini karşılamak o çocuğun öz becerilerini geliştirmez, geriletir…

“Ne de olsa ailem yanımda” anlayışı çocuğu pasivize eder…

Aile devlet gibi denetmendir; her yaşta sarıp sarmalayan değildir… Her yaşın kendine özel eğitimleri vardır…

Pedagoglar ve psikologlar bunu çok iyi bilirler…

Eski aile yapılarına bakıldığında aslında onların o dönemin şartlarında iyi bir pedagog ve psikolog olduğunu görmüş oluyoruz…

Hiç kimse annesini ve babasını “Eski Kafa” olarak görmesin! Onlar dönemin en iyi çocuk yetiştiricileridir… Asıl “eski kafa” bu düşünceye sahip olup hiçbir beceriyi edinmeyenlerdir bence…

Günümüz iletişim ve bilgi çağında hala bunları yazıyor olmak elbette ki abesle iştigal etmektir… Ancak toplumun içinde bulunduğu girdap bunları yazdırıyor…

Toplum olarak kendimize gelmemiz gerekir… Öz değerlerimize sahip çıkıp eskiyle yeniyi harmanlayıp daha verimli çocuk yetiştirme yol ve yöntemleriyle yol almamız gerekir…

Yapmacık adına “modern” dedikleri kültürümüzle hiçbir ilgisi olmayan “ithal kültür” anlayışıyla yol almamalıyız…

Elbette ki, “modern kültür” anlayışından değer gördüklerimizi alıp geliştirmemiz lazım ama asıl olan kendi öz kültürümüzdür. Yani kendi içinde bulunduğumuz yerde yetişen ağaçların meyvelerini tüketmemizde fayda olacağı kanaatindeyim…

Önce kendi toprağımızda yetişen meyveleri tüketelim, ihtiyaç halinde başka coğrafyalarda yetişen meyveleri tüketmek en doğru yol ve yöntem olduğunu düşünüyorum…

Mango ağacını incir ağacı ile aşılayamazsınız.

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN