Ocak ayı yaklaşırken kritik görüşmeler başlıyor
Asgari ücretle çalışan milyonlarca işçi, Ocak ayına az bir süre kala gözlerini Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan çıkacak karara çevirdi. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan 15 kişilik komisyon, yıl sonu enflasyon oranları ve maaş beklentilerini değerlendirerek 2025 yılı için asgari ücreti belirleyecek.
SGK Uzmanı İsmail Sevinç’in yaptığı açıklamalar, tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.
SGK uzmanı Sevinç: “Asgari ücretli reel maaşla masaya oturacak”
SGK Uzmanı İsmail Sevinç, katıldığı canlı yayında, enflasyon birikimi nedeniyle işçilerin asgari ücret görüşmelerine reel kayıplarla gireceğini söyledi. 2024 yılı asgari ücreti 17 bin TL olarak açıklansa da işçiler için bunun reel karşılığının 10 bin TL seviyesinde olduğuna dikkat çekti. Sevinç, "TÜFE yüzde 35'i bulmuş durumda. Bu nedenle işçiler, aslında daha düşük bir maaş alıyormuş gibi hissediyor" ifadelerini kullandı.
Sevinç, yüzde 30-35 zam oranının olasılık dahilinde olduğunu belirterek, 2025 için farklı zam oranlarının maaşlara nasıl yansıyacağına ilişkin şu öngörülerde bulundu:
- %17,5 zam: 19.975 TL
- %30 zam: 22.102 TL
- %35 zam: 22.952 TL
- %40 zam: 23.802 TL
- %45 zam: 24.652 TL
- %50 zam: 25.503 TL
Sevinç, yüzde 17,5 zam oranının düşük bir ihtimal olduğunu ifade ederek, bunun Orta Vadeli Program’daki (OVP) 2025 enflasyon tahminine dayandığını belirtti. Ancak, "Bu hedeflerin gerçekçi olmadığını görüyoruz" diyerek, yüzde 30-35 oranının daha olası bir senaryo olduğunu vurguladı.
Bakan Kacır: “Alım gücünü enflasyona ezdirme niyetimiz yok”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, katıldığı televizyon programında asgari ücret konusunda hükümetin hassasiyetle hareket ettiğini belirtti. Kacır, "Alım gücünün enflasyona ezdirilmesine hiçbir zaman rıza göstermedik" diyerek, hem gerçekleşen hem de öngörülen enflasyon oranlarının dikkate alınacağını söyledi.
TÜRK-İŞ Başkanı’nın asgari ücret tartışmalarının erken başlamasının enflasyona etkisi olduğuna dair uyarılarını hatırlatan Kacır, "Şu an yapılan her konuşma enflasyon üzerinde etkili olabilir" dedi. Kacır, hedefin Türkiye’nin rekabet gücünü ve vatandaşın alım gücünü korumak olduğunu vurguladı.
Asgari ücretin "geçim ücreti" tanımına uygun olması gerekiyor
İsmail Sevinç, asgari ücretin yönetmelikte “geçim ücreti” olarak tanımlandığını hatırlatarak, TÜİK'in toplantılara dahil olup gerçekçi veri sağlaması gerektiğini söyledi. Sevinç, "25 bin TL civarındaki bir maaş, bir birey için değil, aile geçindirenler için hesaplanmalı" diyerek, mevcut sistemin yetersizliğine işaret etti.
TÜRK-İŞ’in açıkladığı açlık sınırının 25 bin TL’nin üzerine çıktığını belirten Sevinç, "Önümüzdeki üç ayda açlık sınırının 27-28 bin TL’ye yükselmesi bekleniyor. Bu durumda asgari ücretin 25-30 bin TL bandında olması gerekiyor" dedi. Ancak, böyle bir artışın düşük bir ihtimal olduğunu söyleyen Sevinç, "Asgari ücrette yüzde 30-35 bandında bir artış olması bekleniyor" dedi.
Hükümetin politikaları zam oranını sınırlayabilir
Sevinç, yüksek bir zam oranının enflasyonu tetikleyebileceği endişesinin, hükümetin kararlarını etkileyebileceğini ifade etti. “Geçtiğimiz yıl yaşanan yüzde 45'lik enflasyon, işçilerin alım gücünde ciddi bir kayba yol açtı. Ancak hükümet, enflasyonu artırma endişesiyle bu oranda bir zammı gündemine alamıyor” dedi.
Sevinç’in değerlendirmesine göre, yüzde 30-35 bandındaki zam oranı, işçilerin beklentilerini tam olarak karşılamasa da hükümetin ekonomik politikalarıyla uyumlu görünüyor. "Bu oran, geçen yıla kıyasla daha düşük bir refah artışı anlamına gelir" diyen Sevinç, sözlerini “Kararın ortak akılla alınması ve herkesin çıkarlarını gözetmesi gerekiyor” diyerek tamamladı.
Asgari ücret kararı Aralık ayında netleşecek
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun Aralık ayında yapacağı toplantılar sonucunda, 2025 yılı asgari ücreti netleşecek. Görüşmelere işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden 15 kişi katılacak. Masada enflasyon tahminleri, işçi maaş beklentileri ve kamuoyu anketleri yer alacak.
Ocak ayında yürürlüğe girecek yeni asgari ücret, milyonlarca çalışanın geçim şartlarını belirleyecek. İşçiler, alım gücünü koruyacak bir artış beklerken; hükümet, işsizlik oranını yükseltmeden dengeli bir zam yapmayı amaçlıyor.
