Bilim insanları açıkladı! Corona virüs 4 organa daha zarar veriyor
Abone Ol
Corona virüs dünyada etkisini göstermeye devam ediyor. Corona virüs salgınına karşı bilim adamları araştırmalarını sürüyor. Her gün corona virüs salgınına dair yeni bilgiler ortaya konuluyor. Corona virüs salgınına karşı ilaç ve aşı geliştirme çalışmaları devam ederken, bilim insanları virüs ile ilgili yeni bir araştırma ortaya koydu. Daha önce yapılan çalışmalarda corona virüsün akciğere ciddi zararlar verdiği görüldü. Son yapılan çalışmada ise corona virüsün 4 farklı organa daha ciddi zararlar verdiği söylendi.
Koronavirüs salgınına karşı ilaç ve aşı geliştirme çalışmaları devam ederken, bilim insanları virüsle ilgili yeni bir araştırma yaptı. Araştırma sonucunda koronavirüsün, kalp, böbrek, karaciğer ve bağırsaklara da ciddi oranda zarar verdiği ortaya çıktı.
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 140 bini, toplam vaka sayısı ise 2 milyon 160 bini aştı.
Ölümcül salgının yayılmasını önlemek için aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları devam ederken, bilim insanları virüsle ilgili yeni bir araştırma yaptı.
VİRÜS 4 ORGANI DAHA ETKİLİYOR
Çin ve New York'taki uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda ise virüsün kalp, böbrek, karaciğer, ve bağırsaklara da ciddi oranda zarar verdiği ortaya çıktı.
Daha önce koronanın akciğerlerde tahribatın haricinde beyin ve sinir sistemine de ciddi oranda hasar verdiğini ortaya çıkmıştı.
RİTİM BOZUKLUĞUNA DA NEDEN OLUYOR
Bilim insanları, koronavirüs hastalarında, kalp kası iltihabına ve ani kalp durmasına yol açabilecek ritim bozukluğuna rastladıklarını da bildirdi.
CORONAVİRÜS NEDİR?
Coronavirüs (koronavirüs) nedir, büyük bir virüs ailesidir. Orta kısmında "genetik materyali", etrafında "zarf" adı verilen kısım ve "protein çıkıntılar"dan oluşur.
Korona virüsü 1960 yılında tespit edilen, birkaç çeşidi olan bir rahatsızlıktır. Daha çok hayvanlarda görülen virüs, ilk kez insanlarda da görülmeye başlandı. Şu anki salgın ilk olarak 2019'un Aralık ayında Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıktı.
Öte yandan uzmanlar, salgın geçtikten sonra dünyanın kötü bir akıl sağlığı kriziyle karşı karşıya kalacağı konusunda da uyardı.
Hastalık genellikle orta-ağır bir klinik seyir göstermektedir. Hastalığı ağır olarak geçiren ve bu hastalık nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin büyük kısmı ileri yaştaki (65 yaş ve üzeri ), altta yatan hastalıkları olanlar, akciğer hastalıkları, organ yetmezlikleri, kanser, diyabet, bağışıklığı baskılayan hastalıklar, organ nakilleri olanlar, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan kişilerden oluşmaktadır. Genç sağlıklı erişkinlerde hastalık nispeten hafif seyretmektedir.
CORONAVİRÜS BELİRTİLERİ NELERDİR?
Coronavirüs ( Koronovirüs ) hastalığı, 2-14 gün süren bir kuluçka süresinden sonra birden başlayan yüksek ateş (39 derece),
Öksürük ve nefes darlığı gibi solunum yolu belirtileri ile kendini gösterir. Bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısı da olabilir.
KORONAVİRÜS HASTALIĞI (COVID-19) TANISI NASIL KONUR?
Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) tanısı bu hastalığa özel geliştirilen tanı kitleriyle konulmaktadır. Fakat tanının klinik muayenede konması için aşağıdakilerin belirtilerin gözlemlenmesi gerekmektedir.
Geçmeyen öksürük nöbetleri
Nedeni belli olmayan ve düşmeyen ateş
Geçemeyen mide bulantısı
Bağırsak problemleri ( ishal )
Nefes almada güçlük ve darlık
COVID-19 YENİ KORONAVİRÜS HASTALIĞI VE BELİRTİLERİ
Şekil olarak kral tacına benzediğinden dolayı latince taç anlamına gelen "corona" adı verilmiştir.
Korona Virüsü (Corona Virüsü) ateşi yükseltiyor. Kuluçka döneminin 4 güne kadar kısaldığı en fazla da 14 gün olduğu belirtiliyor. Kuluçka döneminde kişi hiçbir belirti göstermeyebilir. Ama bu dönem tamamlandıktan sonra belirtiler halsizlik, yorgunluk, iştah kaybı, boğaz ağrısı, öksürük olabilir. New Korona Virüs'ün belirti anlamında İnfluenza Virüsü ile bir farkı yoktur.
KORONAVİRÜS NASIL BULAŞIR?
Yeni Coronavirüsün,( yeni verilen adıyla Covid-19 ) diğer Coronavirüsler gibi solunum salgıları ile bulaştığı düşünülmektedir. Hasta kişilerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virüs içeren solunum salgısı damlacıkları, sağlam kişilerin ağız, burun ve gözlerine temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden olur. Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için 1 metreden daha yakın temas gereklidir. Bugünkü bilgiler ışığında yeni Coronavirüsün (CoVid-19) et, süt, yumurta gibi gıdalarla bulaşmadığı söylenebilir.
CORONAVİRÜSTE KİMLER RİSK ALTINDA YER ALMAKTADIR?
Yaşlılar Daha Çok Dikkat Etmelidir.
İki yaşın altındaki çocuklar ve 70 yaşın üstündekiler risk altındadır. Kalabalık yerlere girerken dikkat etmeliler. İnsanlara yaklaşırken dikkat etmeliler. Su ve sabun hijyen açısından çok önemli. Gerek görülürse cerrahi maske takılabilir. Tabi hasta olanların da sorumlulukları var. Hapşırırken, elimizle kapatmamız, mendili çöpe atıp elimizi yıkamamız gerekiyor.
İnfluenza virüsü ile Korona Virüsünü ayırmak gerek. İnfluenza'daki antijenik değişiklik çok hızlı olur. İnfluenza'nın hastalık yapma, yayılma kuvveti daha hızlı ve çoktur. Sars, Mers Cov ve New Corona virüsleri değişik antijenik yapıdalar ve farklılar. Son salgında henüz etolojik kaynak net olmasa da Wuhan kentinde deniz ürünlerinin yenmesiyle bulaştığı iddia ediliyor. Korona virüsünün, değişik deniz ürünlerinden insanlara geçtiği saptanmış. Daha sonra bu yiyecekleri yiyenlerde değil, mikrobu alan insanların solunum çıktılarıyla, çevresindekilere bulaştığı. Daha sonra sağlık çalışanlarına bulaştığı iddia ediliyor.
KORONAVİRÜSTEN KORUNMA YOLLARI
Coronavirüs ( Koronovirüs ) hastalıktan korunmak için henüz geliştirilmiş bir aşı yoktur. Bu nedenle korunmada şimdilik en etkili yöntem virüsle enfekte olan kişilerle temas etmekten kaçınmaktır. Bugün için ülkemizde CoVid-19 ile enfekte olan kişi saptanmamıştır. Bu nedenle, şu an için toplumda özel bir önlem alınmasına gerek yoktur.
Ancak çok sayıda grip, nezle yapan virüsün insanlar arasında dolaşmakta olduğu kış aylarında sadece CoVid-19'dan değil, diğer tüm solunum virüslerinden korunmak için de önlem alınmalıdır.
Coronavirüs, üst solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşmasını önlemek için aldığımız önlemler,yeni Coronavirüs (CoVid-19) için de geçerlidir.
KORONAVİRÜSE KARŞI BU 9 BESİNDEN YARARLANIN
Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak "Her gün yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstererek bağışıklık sistemimizin ihtiyaç duyduğu besin öğelerini vücudunuza alabilirsiniz. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmek için bazı kurallara dikkat ederek bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirmeniz mümkün" diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, bağışıklığımızı güçlendirmek için soframızdan eksik etmememiz gereken besin öğelerini anlattı, 9 güçlü savaşçıyı sıraladı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
El temizliğine dikkat edilmelidir. Eller en az 20 saniye boyunca normal sabun ve suyla yıkanmalıdır. Antiseptik veya antibakteriyel içeren sabun kullanmaya gerek yoktur.
Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlerle temas edilmemelidir.
Hasta insanlarla temastan kaçınmalıdır (mümkün ise en az 1 m uzakta bulunulmalı).
Özellikle hasta insanlarla veya çevreleriyle temas ettikten sonra eller yıkanmalıdır.
Herhangi bir viral solunum yolu enfeksiyonu ( grip, nezle gibi ) geçirmekte olan kişinin öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağzını tek kullanımlık kağıt mendil ile örtmesi, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içini kullanması, kullanılan mendilin mutlaka çöpe atılması ve sonrasında ellerin yıkanması önerilir.
Yine hasta olan kişilerin mümkünse kalabalık yerlere girmemesi, eğer girmek zorunda kalıyorsa ağız ve burnunu kapatması, tıbbi maske kullanması önerilmektedir. Tek kullanımlık maskenin en fazla 6-8 saat kullanılması, yenisi ile değiştirilmesi ve kullanılan maskenin çöpe atılması ve sonrasında ellerin yıkanması önerilir.
ANTİOKSİDAN İÇEREN BESİNLER TÜKETİN
Vücudumuzda virüs gibi dış etkenlerin etkisiyle başlamış olan savaşı kazanmamızda en önemli besin ögelerinin başında antioksidanlar geliyor.
Yaban mersini, nar, pancar, kırmızı lahana, yeşil çay gibi güçlü antioksidanların yanı sıra; bitkilere rengini ve tadını veren, en çok da sebze ve meyvelerde bulunan fitokimyasallar ile de bağışıklığınızı güçlendirebilirsiniz.
C VİTAMİNİNE AĞIRLIK VERİN
Bağışıklık sistemini güçlendirip vücut direncini artırmanın yanı sıra, antioksidan olarak da görev yaptığı için hücre ve doku onarımlarında başrol oynayan C vitaminine sofranızda mutlaka yer verin.
D VİTAMİNİNİZİ ÖLÇTÜRÜN
Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak "D vitamini eksikliği özellikle kış aylarında ve yaşlı nüfusta en çok rastlanan vitamin eksikliğidir. Covid-19 da ilk olarak 2019 kışında tanımlandığı ve çoğunlukla orta yaşlıları ve yaşlıları etkilediği için bilim insanları tarafından D vitamini eksikliği ile Covid-19'a yakalanma riskinin arttığı düşünülüyor.
D vitamininin bağışıklık sistemini destekleyici, vücut direncini artırıcı ve dolayısıyla viral enfeksiyonlara karşı koruyucu etkileri bulunuyor. Ancak D vitamininin yiyecekler ile alımı zor olduğundan hekiminize danışarak vücuttaki düzeyini ölçtürüp destek kullanmak gerekip gerekmediğini öğrenebilirsiniz" diyor.
C vitamini açısından zengin yiyecekler arasında portakal, mandalina, limon, kivi, maydanoz, ıspanak, turp, brokoli, kırmızı kapya biber ve yeşil biber yer alıyor.
A VİTAMİNİNİ İHMAL ETMEYİN
Yapılan bilimsel çalışmalar; A vitamini eksikliğinin bağışıklık sisteminde bozulmalara yol açtığını, bunun da enfeksiyon hastalıklarının ilerlemesini hızlandırdığını ortaya koyuyor.
ÇİNKO KAYNAKLARINA ÖZEN GÖSTERİN
Çinkonun bağışıklık sisteminde merkezi bir rol oynadığı bilimsel veriler ışığında yıllar önce kanıtlandı. Yapılan çalışmalar, çinko eksikliği olan kişilerin çeşitli patojenlere (virüs, bakteri gibi) karşı duyarlılıklarının artmış olduğunu gösteriyor.
Bu nedenle günlük beslenmenizde kabak çekirdeği, tam tahıllar, yulaf ve çiğ badem gibi çinko mineralinden zengin besinleri tüketerek bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye özen gösterin.
Hücresel farklılaşma, büyüme, üreme, göz sağlığı ve bağışıklık sistemi için oldukça önemli bir mikro besin ögesi olan A vitaminini özellikle bu süreçte ihmal etmeyin. A vitamininden zengin olan; yumurta, süt ve süt ürünleri, havuç, kırmızı biber gibi besinlerden karşılayabilirsiniz.
PROBİYOTİK VE PREBİYOTİKLERE SOFRANIZDA YER AÇIN
Bilimsel çalışmalar, sağlıklı bir bağırsak yapısının, zararlı mikroorganizmaların bağırsaklardan dolaşım sistemine geçişini azalttığını ve bu yapının beslenmeden etkilendiğini ortaya koyuyor.
Bağırsak floramızın bütünlüğünü korumak için sağlıklı ve dengeli beslenmek, yararlı bakterilerin gelişimi için onlara prebiyotik lifler vermek, bunun için de günlük beslenmemizde kefir, peynir gibi probiyotik yiyecekler ile yulaf, tam tahıllar, kurubaklagiller gibi prebiyotik kaynaklara yer vermek gerekiyor.
İDEAL KİLODA OLUN
Obezite bağışıklık sisteminde görevli yapıların üretimini ve sayısını bozuyor ve başlı başına enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskini artıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle kilonuzu kontrol ederek, sağlıklı kilo aralığında kalmaya dikkat edin.
TAZE YA DA TOZ ZENCEFİL TÜKETİN
Zencefil; artrit ve romatizma gibi dejeneratif hastalıklardan sindirim sistemi hastalıklarına (hazımsızlık, kabızlık ve ülser gibi) birçok kronik hastalığın tedavisinde destekleyici olarak kullanılıyor.
Hastalıkların tedavisinde yararlanılan anti-enflamatuar ve antioksidan özelliklerinin yanı sıra bulaşıcı hastalıkların tedavisinde yardımcı olabilecek antimikrobiyal potansiyele de sahip olan zencefili taze ya da toz zencefil olarak yemeklerinize ekleyerek de tüketebilirsiniz.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Kamudanhaber sitemize
abone olun.