genel

Bu hastalık bir daha tekrarlar mı ?

Abone Ol

Corona virüs enfeksiyonu geçiren birinin en azından ilk 6-12 ay içinde yeniden aynı enfeksiyona yakalanma ihtimalinin olabileceğini ben de düşünmüyorum. 'Peki iyileştikten sonra yapılan testi pozitif çıkan kişilerin durumu nasıl izah edilecek?' İşte bu sorunun yanıtı.

COVID-19 enfeksiyonu ile ilgili henüz yanıtlanmamış pek çok soru var. Bunlardan biri de ‘hastalığı geçirenlerin yeniden hastalanıp hastalanmayacakları’ sorusudur. Elimizde net ve açık bir veri yok ama uzmanların çoğu, enfeksiyonu geçirip de iyileşenlerin tekrardan hastalanma ihtimallerinin pek mümkün olmadığı görüşündeler. Benim kanaatim de aynı yönde.

Corona virüs enfeksiyonu geçiren birinin en azından ilk 6-12 ay içinde yeniden aynı enfeksiyona yakalanma ihtimalinin olabileceğini ben de düşünmüyorum. Bu bilgiyi okuyunca aklınıza hemen şu sorunun geleceğinden eminim: “Peki, iyileştikten sonra yapılan PCR testi ile ‘virüs pozitif’ bulunan kişilerin durumu nasıl izah edilecek?” Sorunun yanıtını yandaki kutuda önemli bir viroloji uzmanı veriyor.

O TESTİ POZİTİF YAPAN VİRÜSÜN KENDİSİ Mİ YOKSA PARÇACIKLARI MI? Viroloji uzmanı Angela Rasmussen, iyileştikten sonra yapılan virüs taramasında PCR testinin pozitif çıkabilmesinin nedenini şöyle açıklıyor: “Hastalığı atlatan bir kişi kendisi ya da başkaları için bulaşıcı olmadan yani herhangi bir tehlike oluşturmadan da tamamen iyileşmesine rağmen virüsün kalıntılarını taşıyabiliyor. Hasta iyileştikten ve bulaştırıcı biri olma ihtimali sıfıra indikten sonra da o kişide etkisi olmayan ama testlerle saptanabilen RNA kalıntıları bulunabiliyor.”

REMDESİVİR BAŞARILI MI? Ünlü ve önemli bir tıp dergisinde (NEJM) yeni yayımlanan bir araştırmanın sonuçları özetle şu: Remdesivir kullanılan 28 günlük bir sürecin sonunda incelenen hasta grubunda toplam klinik iyileşme oranı yüzde 84 civarındadır. Remdesivir daha önceden geliştirilen ve diğer bazı koronavirüs enfeksiyonlarında kullanılan antiviral bir ilaç. Bu ilacı Almanya sağlık otoritesi de yaygın olarak kullandı. Sonuçların da yüzde 63 civarında olumlu olduğunu açıkladı.

EVDE VOLTA ATMAK İŞE YARAR MI? Egzersizin en az vitaminler kadar bağışıklığa destek verdiği kesin. Düzenli ve ılımlı yürüyüşler özellikle bugünlerde sağlığımızı korumanın vazgeçilmezlerinden biri olmalı. Daha önce parklar, bahçeler, sokaklar ya da caddelerde yapılan yürüyüşler, salgın bitene kadar evlerde yapılmalı. Evinizin büyük ya da küçük olması emin olun pek önemli değil. 20 adımlık salon veya koridor turları bile sabah akşam 250 kez tekrarlandığında 5’er binden 10 bin adım anlamına geliyor. Yani ‘volta atmak’ bile işe yarıyor.

HEDEFİMİZ O EĞRİYİ DÜZLEŞTİRMEK OLMALI Virüsün toplum içinde yaygınlaşması, salgının baş edilmez bir hızla yayılması, ‘hasta sayısı’ ve ‘kaybedilenler’ rakamlarının da sert ve sivri bir tepe yapması anlamına geliyor. Sanırım şunu hepimiz öğrendik: Bu hızlı çıkışlı dik tepe sağlık sisteminin çökmesi ve kaybedilenlerin artması ile eşanlamlı. Eğer ‘izolasyon/tecrit/karantina, evde kalma, sosyal mesafeye koşulsuz uyma, kişisel hijyen önlemlerini dikkatle uygulama’ gibi süreçler canlı ve sürekli hale getirilebilirse enfeksiyonun yayılma hızı düşüyor, her gün işitmeye alışık olduğumuz ‘hasta sayısı’ ve ‘kaybedilenler’ rakamları minimuma iniyor. Bu da basitçe ‘eğriyi düzleştirmek!’ olarak tanımlanıyor. Peki bu süreci yakalamak, eğriyi düzleştirmek yeterli mi? Tabii ki yeterli değil. Esas hedef hastalığı sıfırlamak olmalı.

KARANTİNA GÜNLERİNDE EVDE HUZUR ARAYANLARA 5 ÖNERİ 1.Hoşgörülü olun. 2. Daha fazla paylaşımcı olmaya bakın. 3. Saygı sözcüğünü içselleştirin. 4. Tartışmalardan uzak kalın. 5. ‘Dinleten’ değil, ‘dinleyen’, ‘küsen’ değil, ‘hoş gören’ olmaya çalışın.