genel

Meme kanseri riskini azaltmanın 8 yolu

Abone Ol

Dünyada her yıl yaklaşık 2 milyon 300 bin kadına meme kanseri tanısı konuyor. Pandemi nedeniyle düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmesi ve COVID-19 korkusuyla doktora, sağlık kuruluşlarına başvurulmaması, erken tanıyı azaltarak özellikle ileri evre kanser vakalarında artışa neden oluyor.

Ailesinde kanser öyküsü olanlar erken yaşlarda kontrollerini yapmalı Meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 10’u artmış genetik bir riskten dolayı meydana gelmektedir. Bu nedenle aile öyküsü oldukça önemlidir. Halk arasında kalıtsal riskin sadece anne tarafından geçtiğine dair yanlış bir inanış var. Kadınlar ‘Benim annemde, teyzemde yok’ diyerek taramalarını önemsemiyor. Ancak büyüklerimizden gelen genler anne ve babadan eşit olasılıkta geliyor. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan, genç yaşta ya da agresif türde meme kanseri tanısı alan kişiler en geç 40 yaşından sonra izlenmeli.

Ailesinde kanser öyküsü olanlar daha erken yaşlarda kontrollere başlamalı Meme kanserlerinin bir kısmında aile öyküsü ve genetik yapı önemli bir faktör. Anne ya da baba tarafında meme kanseri ya da bazen yumurtalık kanseri hastalarının olması meme kanserine yakalanma riskini yükseltebiliyor. Risk grubunda olanlar hekimlerine danışarak 40 yaşından önce düzenli kontrollerini yaptırmaya başlamalı.

Ailesinde kanser öyküsü olan hastalarda erken yaşta yapılacak farklı tetkiklerle meme kanseri riski ölçülebiliyor. Risk varsa meme dokusunun cerrahi ile tamamen çıkartılması ve yerine protez yerleştirerek ya da yerleştirmeden memenin rekonstrüksiyonu mümkün. Bu sayede dışarıdan görüntüyü bozmayacak şekilde meme kanseri olma riski yüzde 99 oranında azaltılmış oluyor.

Meme kanserinin ağrı ile bir ilişkisi yok. Ağrılı bir meme, meme kanserine işaret etmez. Ağrının olup olmaması bizim açımızdan da pek bir şey ifade etmiyor. Meme kanseri, lenf yolları ile öncelikle koltuk altındaki lenf bezlerine gidiyor. Koltuk altındaki sertlik ve şişlikler de meme kanseri belirtisi olabilir.

En önemli belirti memede kitle Meme kanserinin en önemli belirtisi memede bir kitlenin olması. Meme derisinde kızarıklık, şişme, meme başından gelen kanlı akıntı gibi belirtiler de görülebilse de esas olarak kitleye bakmak lazım.

Meme kanseri riskini azaltmak için 8 öneri Yaş, meme kanserinde önemli bir risk unsuru. Özel bir risk faktörü yoksa 40 yaşından itibaren her yıl meme muayenesi ve tetkikleri ihmal edilmemeli. Vücudunuzdaki değişikliklerin farkında olun Vücuttaki bir değişikliği erken fark etmek, erken tanı ve tedavi başarısı açısından önemli. Vücudunuzu tanıyıp, yapabiliyorsanız memelerinizi ayda bir, adetinizin bitiminden 3 ila 5 gün sonra muayene edebilirsiniz. Bunu yapamayan ya da yapmak istemeyen kadınlarda ısrar etmiyoruz. Kendi kendine meme muayenesi artık eskisi kadar önemsenmiyor; kendi kendine muayenede pek çok kitle gözden kaçabiliyor çünkü. Önemli olan düzenli taramalar.

Sağlıklı beslenin Sağlıklı beslenmek kanser riskini düşürebiliyor. Özellikle de düşük yağlı ve sebze, meyve, tahıl ağırlıklı beslenmeye özen gösterilmeli, işlenmiş gıdalardan ve fazla şeker tüketiminden kaçınmalı.

Kilonuzu kontrol edin, sağlıklı kiloda kalmaya özen gösterin Obezite, kanser riskini artıran bir faktör. Bu nedenle fazla kilolardan kurtulun, sağlıklı kiloda kalmaya özen gösterin.

Hareket edin, egzersiz yapın Araştırmalar, düzenli egzersizin meme kanseri riskini anlamlı oranda azalttığını gösteriyor. Hareketli bir yaşam tarzı benimsenmeli. Mümkünse haftada 5-6 saat egzersiz yapılmalı.

Sigaradan uzak durun Sigara meme kanseri riskini arttırıyor. Meme kanserinden korunmak için tütün ürünlerinden ve sigara içilen ortamlardan uzak durulmalı.

Stresi yönetin Yaşam şekli, çalışma koşulları ve yüksek stres meme kanserini tetikleyebiliyor. Stresli ortamlardan uzak durmak zor, ancak stresi yönetmek mümkün. Stres düzeyinizi azaltmak için kendinize uygun yöntemler bulmaya gayret gösterin.