Naaşı ile bir imparatorluğun da toprağa gömüldüğü gün: Abdülhamid'in vefatı
O, koskoca bir imparatorluğun en zor dönemlerinin mirasını omuzlarına alan bir hükümdardı. Üç kıtaya hükmetmiş Osmanlı Devleti, tarihinin en zor dönemlerini yaşıyordu. Sultan Abdülhamid, tüm bu zorluklara göğüs germiş, milletinin başında dimdik ayakta duruyor, elinde tuttuğu İslâm sancağından bir an olsun ayrılmıyordu. Yaşadıklarına karşın tek sitemini, “Bütün hizmetime bir kara çarşaf çektiler. Benim kimseden talep edecek hakkım yok” sözleriyle dile getirmiş; son nefesini “Allah” diyerek vermişti. “Ulu hakan”ı vefatının yüzüncü yılı sebebiyle sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz…
Sen değil naaşın hükümdar olsa elyaktır bize!
Dönsün etsin taht-ı Osmânî'ye tâbûtun cülûs!..
Osmanlı Devleti'nin 34'üncü padişahı ve İslâm'ın 113'üncü halifesi olarak, dünyanın en buhranlı döneminde tahta çıkmıştı Sultan II. Abdülhamid. Tebaasında bulunanlar ona "Ulu hakan" diye sesleniyorlardı. Gerçekten de o, izlediği politikalar, yürüdüğü İslâm yolu ile milletinin başında dimdik ayakta duruyor ve bu sıfatı fazlasıyla hak ediyordu.