genel

Neden çay içmeden duramıyoruz?

Abone Ol

Çay içmediğiniz bir gün hatırlıyor musunuz?

Kahvaltının yanında çay, öğleden sonra beş çayı, akşam gelen misafire çay... Her zaman her koşulda hep çay! Peki çay içmeden neden duramıyoruz?

Çaysız duramadığımız öyle açık ki, Türkiye’de farklı kaynaklara göre kişi başına yılda 3 kilo ile 7,5 kilo arasında çay tüketiliyor.

Bu rakamlar, Türkiye'yi tüm listelerde en yakın rakiplerinin en az %150 katı bir tüketime sahip konumuna getirmeye yetiyor.

Türkiye, yüz ölçümünün %1’ini direkt çay üretmeye ayırmış durumdadır. 2016 itibariyle dünyanın en çok çay üreten ilk on ülkesi arasında da yer almaktadır. Peki neden çayı bu kadar çok tüketiyoruz?

İlk olarak çaya geçmiş tarihte gösterilen ilgiye bir göz atalım... Çay, Osmanlı toplumuna ilk geldiğinde halk çayı alıp tadıyor, ancak o dönemde karşısında tek rakibi olan 'kahve' çıkıyor. Kahveye gösterilen ilgi ilk başta çaya gösterilmese de insanlar bir yandan çay tüketimine devam ediyor.

Çay özellikle on dokuzuncu yüzyıl sonlarına doğru kendine has bir kitle edinmeye başlıyor. İstanbul’da özellikle Sultanahmet bölgesinde çaya olan talep kademeli olarak artmaya başlıyor.

Çay Rize de değil Adana da çıkıyor! Günümüzde çay deyince akıllara ilk olarak Rize gelse de durum o zamanlar çok farklı... Çay ilk olarak Adana’dan çıkıyor. O zamanlar Adana’da valilik görevini yürütmekte olan Edirne’li Hacı İzzet Paşa, 1879’da sadece çayın tarihini ve pişirilmesini yazdığı 'Çay Risalesi' kitabını çıkartıyor

Çayın elle tutulur ilk mahsulü ise 1937 yılında alınıyor ve Anadolu'dan 20 ton çay çıkarılıyor. Anadolu’dan çıkarılan bu çay sonrası çaya olan talep artarak devam ediyor.

1939 yılında üretim 30 tonu, 1940’ta ise 40 tonu buluyor. Aynı sene, Türkiye Cumhuriyeti devlet bazında çayın satılmasını da ruhsata bağlayıp, işin tüketim tarafını da düzenleniyor.

Çaya devletin olan katkısı sonrası tüketim ciddi anlamda artıyor. 1963 yılında, Türkiye'nin çay ithal etme dönemi kapanıyor.

Anadolu coğrafyasının tarihinde ilk kez çay arzı, çay talebini karşılayıp aşmaya başlıyor...

Uzun lafın kısası, eski dönemden çaydan anlayan grup sayesinde devlette ulusal bir kimlik oluşturmak istiyor.

Bunu da yerel sermaye ve yerel üretim üzerinden yapmaya kararlı olduğu için, çaya destek çıkıyor ve sonuç olarak günümüze dek süren bu başarı sağlanıyor.

Çay, artık günümüzde kimsenin inkar edemeyeceği şekilde hayatımıza dahil olmaya devam ediyor.

Öyle ki şu an bunu okurken bir yandan çayınızı yudumluyor olabilir misiniz?