genel

Türkiye'nin 2023 Eğitim Raporu: OECD Ülkelerini Nasıl Geride Bıraktık?

TEDMEM'in "Bir Bakışta Eğitim 2023: Türkiye Üzerine Değerlendirme ve Öneriler" raporu, Türkiye'nin eğitim sisteminin önemli sorunlarını detaylı bir şekilde ele alarak, ortaöğretim mezuniyet oranları ve bu mezunların istihdam durumu gibi kritik konulara odaklanmaktadır.

Abone Ol

Raporda, Türkiye'de 25-34 yaş aralığındaki yetişkinlerin üçte birinin ortaöğretim mezunu dahi olmadığına dair dikkat çekici bir veri ortaya konulmuştur. Ortaöğretimi tamamlayamamış gençlerin yoğunluğunun Türkiye'de diğer ülkelerden daha yüksek olduğu belirtilmiştir. Özellikle genç kadınların ortaöğretim mezunu olmayan oranında düşüş olmasına rağmen, Türkiye'nin bu alandaki performansı hala OECD ortalamasının üç katı üzerindedir.

Raporda vurgulanan bir diğer önemli nokta ise Türkiye'de yükseköğretim mezunlarının oranının artmasına rağmen, bu oranın hala OECD ülkeleri ortalamasının gerisinde olduğudur. Yükseköğretim mezunlarının istihdam oranları incelendiğinde, Türkiye'nin işgücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun bir şekilde şekillendirilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunulmaktadır.

Eğitim düzeyi ile işsizlik arasındaki pozitif ilişkinin Türkiye'de görülmediği, özellikle 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerde işsizlik oranlarının yüksek olduğu belirtilmektedir. Ortaöğretim mezunları için işsizlik oranının yüzde 12.1, yükseköğretim mezunları için yüzde 12.7 olduğu ifade edilmiştir.

Raporda ayrıca, Türkiye'deki kadınların istihdama katılım oranlarının erkeklere kıyasla düşük olduğu ve bu konudaki adaletsizliğin OECD ülkelerinde de gözlendiği vurgulanmıştır. Eğitim düzeyi arttıkça kadınların gelirinin düşük olduğu, bu durumun Türkiye'de de diğer ülkelerle paralel olduğu belirtilmiştir.

Eğitim harcamaları açısından Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en düşük seviyede olduğu ve öğrenci başına yapılan harcamaların GSYH'ye oranının düşük olduğu ifade edilmiştir. Raporda, bu durumun eğitimde fırsat eşitliği ve nitelik sorunlarına neden olduğu ve öğrencilerin temel becerileri kazanmasında zorluklar yaşandığı belirtilmektedir.

Son olarak, erken çocukluk eğitimine katılım oranlarının Türkiye'de düşük olduğu ve bu alanda kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Erken çocukluk eğitiminin çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve akademik gelişimleri için kilit bir rol oynadığı ve eğitim hayatlarının temelini oluşturduğu vurgulanarak, bu alandaki eksikliklerin giderilmesine vurgu yapılmıştır.