HAİN SANDIKLARIMIZ DOST ÇIKTI!
Türkiye dört tarafı düşmanlarla, içi de hainlerle dolu bir ülke diyorsunuz ya?
Yanılıyorsunuz!
Şimdi size içimizdeki hain, düşman veya beceriksiz dediğiniz insanların ülkemize katkısından söz edeceğim…
Örneğin Ecevit…
Ülkemizi bilerek uçuruma sürükledi. Benim gibi beceriksiz, üstelik dürüst! Bir adam hain olamaz, Kartal marka arabaya binenden hiç hain gördünüz mü dercesine, Anayasa kitapçığına kafayı atıp, alın size batmış bir ülke, ben batırdım siz kurtarın dedi. Devlet adamlığının gereğini yerine getirdi. Hiç çalmadı ama orkestra şefi kıvamındaydı, çalana çırpana da karışmazdı.
Ahmet Necdet Sezer ile devam edelim…
Kırmızı ışıkta kameralar gelene dek, saatlerce bekleyip trafiği sıkıştırıyor falan deseler de, marketten eşiyle alışveriş yapıp, cumhuriyet balolarında kadeh tokuşturarak Anayasa kitapçığı ile orta yapmasını biliyor, Müslüman bir ülkede benim gibi salyangoz satanı mı destekleyeceksiniz, yürüyün gidin be! Deyip Müslümanlara subliminal mesajlar veriyordu.
Mesut Yılmaz’a ne demeli?
Milletin çocuklarının okuduğu İmam Hatipleri, siyasi hayatıma da mal olsa kapatacağım derken Müslümanlar ona mal diyordu, oysa o da, gidin kendiniz gibi adam seçin, bizim gibilerle vakit kaybetmeyin demek istiyordu.
Aydın Doğan vardı sırada…
Milletimizin sinir uçlarıyla oynamasını iyi biliyordu. Başörtüsü yasağının kalkmasına karşı çıkması, Muhtar bile olamaz manşetleri, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede en çok benim gazetelerim satılıyor demesi aslında; Müslümanlar uyanın! Mesajıydı.
Deniz Baykal vardı bir zamanlar…
Seni Cumhurbaşkanı yaptırmayacağız! Diye mecliste kürsüyü kıracaktı neredeyse! Bu da bir mesajdı…
Milleti gaza getiriyordu. Kimseler fark etmiyordu… Millet de tereyağından kıl çeker gibi seçti Erdoğan’ı.
Selahattin Demirtaş tek cümlelik grup konuşmasında, Seni Başkan Seçtirmeyeceğiz! Derken aslında milletimize yol gösteriyordu. Sen de kimsin lan? Bırak Türkleri Kürtlerin bile azılı düşmanı, senin dediğini mi yapacağız? Demeleri için o cümleyi kurmuştu.
Pensilvanya ayısına hiç girmemize gerek yok. O milleti iyi kandırdı ha! Hakkını yemeyelim! Uyuttu resmen herkesi. Ayı olduğunu bilenler bile, acaba mı? Dedi. Sadece kendisine zararı dokunanlar falan karşı çıkıyordu ama ne uyuttu be!
Senaryosu Pensilvanya’da yazılan bir kasetin peydah ettiği bir çocuk vardı…
Bir partiye genel müdür olmuştu.
Hala da öyle sanırım.
Devletin karşısında kim varsa gidip şapadanak alnından neyim öpüyordu, en azından biz öyle sanıyorduk.
O da Türkiye’nin ilerlemesi için kilometre taşlarından birisiydi.
Son kertede yerini koruyor.
Aman Allah onu partisinin başından eksik etmesin…
Mustafa SÜS
1974 yılında Kayseri Yahyalı’da doğdu. İlkokulu Derebağ İlkokulunda okuduktan sonra Yahyalı İmam Hatip Lisesinde liseyi bitirip 1994 yılında Şehit Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesine başlayıp 1998 yılında Öğretmen olarak atandı. 2012 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesinde Eğitim Yöneticiliği ve Teftiş dalında Yüksek Lisans yaptı.
2007 yılından itibaren yerel gazetelerde, internet haber sitelerinde eğitim ve toplumsal içerikli köşe yazıları yazmaya başladı. Kendine ait internet sitesinde, şiir, deneme, hikâye dalında yazılarına halen devam etmekte olan Mustafa SÜS, 2016 yılında “Yitik Kadınlar” adlı hikâye kitabını çıkardı.
Aynı zamanda Diriliş Postası adlı ulusal gazetede köşe yazarlığı yapan Süs, evli ve bir çocuk babasıdır.
- Eleştiri mi kötüleme mi? 30.04.2024
- Dilimizi maymuna çevirdik 08.02.2024
- Kimseye akıl verme, isteyene de! 15.01.2024
- Haydi demeden gitmeyi öğrenmek 19.12.2023
- Muteber Öğretmen 22.11.2023
- Öğretmene Öfke Kontrolü Eğitimi Verilmeli 09.11.2023
- Sekülerlerin ikiyüzlülüğü 27.09.2023
- Çok Bilmiş Veliler 24.09.2023
- İkiyüzlü faşistlik 19.09.2023
- Yönetici rüşvet almalı 12.09.2023
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar