İsrail Gazze’de çocuk, kadın, yaşlı dinlemeden soykırım yapmaya devam ediyor. Bir ayı aşkın süredir yaptığı bombardımanlarda 35 binden fazla konutun yıkılmasına ve on binlerce sivil insanın ölümüne sebep oldular. Gazze’de başlatmış oldukları soykırım sonrasında, İsrail acaba Arz-ı Mev’ud hayalini hayata geçirmek mi istiyor soruları gündeme geldi. Haber7’ye özel açıklamalar yapan KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof. Dr. Ata Atun ve Araştırmacı Yazar Prof. Dr. İsmail Şahin’den çok önemli ve çarpıcı açıklamalar geldi. KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof. Dr. Ata Atun, Yahudilere toprak satışının önüne geçileceğini belirtirken, Araştırmacı Yazar Doç. Dr. İsmail Şahin’de, Türkiye ve KKTC’nin zaman kaybetmeden bu ciddi iddialara yönelik araştırmalar yapması gerektiğini ifade etti.
“SADECE TÜRKLER ALABİLİR”
Haber7’ye konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof. Dr. Ata Atun, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve diğer Türk milletleri haricinde toprak satışının durdurulacağını ifade ederek şöyle devam etti:
“Bizim hükümetimiz bu konuda yeni kararlar almaya karar verdi. Yahudilere toprak satışı yapılmayacak. Öncelikle Bakanlar Kurulu kararı ile bu adımı atacağız daha sonra yasa ile sabitleyeceğiz. Artık Türkiye Cumhuriyeti ve Türk kökenli vatandaşlar dışında, diğer vatandaşların alımlarını kısıtlayacağız.
KKTC’de huzur ve refah söz konusu bu sebepten dolayı dünyanın birçok yerinden ülkemize gelmeye çalışan insanlar var. Aynı şekilde İranlıları ve Rusları görebilirsiniz. Ancak Yahudilerin veya Türkler dışında herhangi bir milletin vatandaşlarına, ülkemizden toprak satışı yapılmayacak. Zira şu ana kadar yapılmış satışların oranına baktığımızda çok küçük miktarlar olduğunu görüyoruz. Ancak toprak satışının az olmasına rağmen, son yaşanan gelişmelerden sonra Hükümetimiz bu kararı almaya karar verdi.”
“YAHUDİLERE AİT YATIRIMLAR ARTIYOR”
Araştırmacı Yazar Prof. Dr. İsmail Şahin, Haber7’ye yaptığı açıklamalarda Kıbrıs’ta yer alan Yahudi nüfusun hızlı bir artış gösterdiğine işaret ederek çarpıcı detaylar verdi:
"İsrail kurulduğu günden bugüne Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri yakından takip ediyor özellikle Kuzey Kıbrıs meselesini. İsrail devleti Kıbrıs sorununu yakından takip ederken Yahudiler de adanın hem kuzeyinde hem de güneyinde mülk satın alarak adaya yerleşiyor. Kıbrıs’a yerleşen Yahudiler büyük ölçüde İsraillilerin yanı sıra Rus ve İngiliz Yahudilerinden oluşuyor."
"Basında yer alan haberler, son yıllarda Kıbrıs’ta yer alan Yahudi nüfusun hızlı bir artış gösterdiğine işaret ediyor. İsrail’den kalkan bir uçak yaklaşık bir saatte Kıbrıs’a varıyor. Ayrıca Kıbrıs İsrail’le mukayese edildiğinde daha ucuz ve daha güvenli. Yaşanan nüfus artışının “Vadedilmiş Topraklar” ile bir ilgisinin olup olmadığına ilişkin kesin nitelikte bir şeyler söylemek oldukça güç. Ancak Kıbrıs’ta bu konuya ilişkin çıkan yayınlar, bu hususta güçlü şüphelere dikkat çekiyor. Haberler sıklıkla Kıbrıs’ta artan Yahudi nüfusuna, sermayesine, nüfuzuna ve lobisine dikkat çekiyor. Adanın her iki tarafında Yahudilere ait yatırımların, kültürün ve dinin arttığı bir gerçek. Bu artışın manevi ya da siyasi bir motivasyonu var mı, bunu iyice araştırmak gerekiyor."
“YAHUDİLERE ALAN AÇILIYOR”
Kıbrıs sorunu belirsizliğinin Yahudilere önemli bir alan açtığını ifade eden Prof. Dr. İsmail Şahin dikkat çeken mesajlarına şöyle devam etti:
"İsrail’in Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirmek istediği bilinen bir hakikat. Özellikle doğal gaz krizi üzerinden Rum kesimiyle kurduğu ilişkiyle bu konuda ciddi bir mesafe kat ettiğini söyleyebiliriz. Bu politikanın nüfusu kapsayan bir yönü var mı, bunu net olarak bilemiyoruz. Bir başka ifadeyle İsrail ya da Siyonist örgütler bu politikanın bir parçası olarak Yahudi nüfusu Kıbrıs’a yönlendiriyor ya da teşvik ediyor mu, burası henüz bilinmiyor. Bu hususta Kıbrıs’taki Türk ve Rum istihbaratının bir çalışması ya da ulaştığı bir sonuç var mı, onu da bilemiyoruz. Dolayısıyla bunlar araştırılmayı hak eden iddialar! Bir takım akademik çalışmalar üzerinden bu iddialar açıklığa kavuşturulabilir. Araştırmaların neticesinde Yahudilerin Kıbrıs’a neden yoğun bir şekilde yerleştirmeye çalıştıkları rahatlıkla anlaşılabilir. Araştırmalar ayrıca Kıbrıs’ta yaşayanların topraklarını neden sattığını, ardından satışa çıkan bu toprakları neden Yahudilerin aldığını da ortaya koyar. Kıbrıs sorununun belirsizliğinin Yahudilere önemli bir alan açtığı da göz ardı edilmemelidir. Bu noktada öfkeyle veya önyargılarla değil somut bulgularla hareket etmek çok önemli."
“MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ”
Yaşanan olayların, Milli Güvenlik meselesi haline geldiğini ifade eden Prof. Dr. İsmail Şahin şunları ifade etti:
"Eğer iddia edildiği gibi bu nüfus hareketliliğinin geçmişten gelen Siyonist planlarla ya da “Vaad edilmiş Topraklar” ile bir ilgisi varsa bu hem Türkler hem de Rumlar için ciddi bir milli güvenlik meselesidir. Zira Filistin’deki işgal ve vahşet ortadadır. Türkiye ve KKTC’nin zaman kaybetmeden bu ciddi iddialara yönelik araştırmalar yapması, bu sorunları ele alan kapsamlı akademik çalışmaları teşvik etmesi son derece elzem ve önemlidir."