MEMURLARA FETÖ ZULMÜ..!

Bu yazıyı üzülerek kaleme alıyorum. Toplumun kahır ekseriyeti günlerdir sokaklarda ve meydanlarda toplanıp, tabiri caizse şölen yaparken, 15 Temmuz ihanetinin ağır travmasını başta kamu görevlileri ile çocukları askeri okullarda bulunan aileler yaşıyorlar. Ayrıca, ticaret dünyasından hiç bahseden yok. Herkes “zafer sarhoşluğu” içine girmiş. Şehit ailelerinin yaşadığı acıya bile saygı kalmamış…

Abone Ol
KAMUDANHABER- Bu yazıyı üzülerek kaleme alıyorum. Toplumun kahır ekseriyeti günlerdir sokaklarda ve meydanlarda toplanıp, tabiri caizse şölen yaparken, 15 Temmuz ihanetinin ağır travmasını başta kamu görevlileri ile çocukları askeri okullarda bulunan aileler yaşıyorlar. Ayrıca, ticaret dünyasından hiç bahseden yok. Herkes “zafer sarhoşluğu” içine girmiş. Şehit ailelerinin yaşadığı acıya bile saygı kalmamış…

Evet, 15 Temmuz’da hain FETÖ kalkışmasının sonucu 240 vatan evladını şehit verdik. O günden bu yana PKK terör örgütü de durmadı. Her gün kan akıtmaya devam ediyor. Bu süreçte 40’a yakın da PKK’nın katlettiği şehitlerimizi toprağa verdik…

Ülkece 15 Temmuz’da büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Millet olarak, bunun sevincini yaşamalı ancak, her şeyi “kararında” yapmalıyız. Günlerdir yapılan “sokağa çıkın” çağrıları, ordu birliklerinin önünde haftalarca kalan iş makinaları ile ortaya çıkan kirli görüntüler ülkemize hiç yakışmıyor. Türk milleti asildir, diyoruz. İhanete fırsat vermez, ülkesine, demokrasisine ve Cumhuriyete sahip çıkar. Elbette bunlar güzel şeyler… Gaflet ve delalet içinde ülkeyi yönetenlerin beceriksizliğinin faturasını millet öder. Sonra da millet üzerinden “ucuz kahraman” olur. İşte bu kabul edilemez.
Şu gerçeği bir kez daha ifade etmek benim vicdani ve insani sorumluluğumdur. 14 yıl önce yani mevcut iktidar partisi iş başına gelmeden önce, bir tane başımızın belası hain terör örgütü vardı. Adı PKK idi ve can çekişiyordu o dönemlerde… 14 yıl sonra ne oldu? Bugün ki iktidar ona “can suyu” verdi. Ayrıca mevcut iktidar iki yeni terör örgütü daha üretti; IŞİD ve FETÖ… İkisi de bu iktidarın besleyip büyüttüğü, milletin başına bela ettiği terör örgütleridir.

Bugün FETÖ ihanetinin ağır faturası, on binlerce memura ödetilmek isteniyor. Kamu kurumlarında adeta “cadı avı” başlatıldı. Neredeyse FETÖ’nün dershanelerinin, yurtlarının ve okullarının önünden geçenler bile suçlu sayılacak. Bürokrasi yarış içinde; “Ne kadar çok memura iftira atar, açığa aldırırsam ya da işten attırırsam, o kadar çok itibarım artar” anlayışında… Memurlar itibarsızlaştırılıyor. Acımasızca “vatan haini” damgası vuruluyor. Her gün onlarca memur kardeşimle görüşüyorum. Hepsi, atılan iftiraların şokundalar. “Keşke bize ‘vatan hainliği’ yaftası yerine, başka bir suç isnat etseydiler. Öyle işlem yapsaydılar. Canımız vermekten bile tereddüt etmeyeceğimiz vatanımıza ihanet iftirasına uğramak bizi kahrediyor” diyorlar.

Kamu kurumlarında açığa alınan personelin yıllarca çalıştığı kuruma sokulmaması ve bütün kurum kimliklerinin ellerinden alınması en hafif tabiriyle “alçakça” muameledir. Yargısız infazdır… Bu anlayışı nefretle kınıyorum. Hele hele özellikle Adalet Bakanlığı’nda suç isnat edilen memurları erkek-kadın ayırmadan, ellerini arkadan ters kelepçeleyerek, işyerlerinden alınıp götürülmeleri, bir insana yapılabilecek en adice zulümdür. Devlet memuruna terörist muamelesi yapılması, hem de devlet memurları eliyle yapılması en büyük densizliktir. Anlaşılan o ki, bu talimatları verenler, insanlıktan nasibini almamış mahluklardır.

Emniyette gözaltına alınan memurlara “suçlu muamelesi” yapılması, sözlü hakaretlerde bulunulması ve 12 Eylül zulmünü aratmayan zalimlikle muamele edilmesi bu ülkeyi yönetenlerin suçudur. Şuanda on binlerce memur işinden, on binlerce öğrenci okulundan oluyor ve işyeri kapatılan binlerce insanımızın içinde o kadar çok masum vatandaşımız var ki… Öyle bir dram yaşanıyor ki, onları dinleyip vicdanların sızlamaması mümkün değildir. Hukuktaki “masumiyet karinesini” ayaklar altına alarak, insanları peşinen suçlu ve terörist ilan edenler… Esas suçlu kendileridir. Çünkü insanlık suçu işliyorlar… Bu utanç, bu hükümete ve zalim bürokratlarına yeter…

Tarih elbet bir gün bu zulmü yazacaktır. Bir kere daha açık ve net ifade ediyorum; FETÖ, IŞİD, PKK ya da başka bir hain örgütle bağı olan herkes, bu ülkede hak ettiği cezaya çarptırılmalıdır. Vatana ihanetin affı asla olmaz. Ancak bugün, aileleriyle birlikte yüzbinlerce insan hain olmadıkları halde “ihanet tenceresinde kaynatılıyor.”

Öyle bir acı yaşanıyor, öyle bir ıztırap var ki; benim anlatmaya ne kelimelerim yeter, ne de gücüm yeter… Allah, başta FETÖ terör örgütü olmak üzere, ülkemize ihanet eden PKK, IŞİD ve tüm hain terör örgütü mensuplarını kahrı perişan eylesin. Yüce Rabbim, suçsuz yere kuru iftiraya maruz kalarak, dünyaları karartılan insanlarımıza bu zulmü reva görenleri de ıslah etsin…
Bizler şerefli Türk Milleti’nin mensubu Türkiye Kamu-Sen’in yöneticileri olarak, her zaman olduğu gibi bugün de zalimlerin karşısında, mazlumların yanındayız. Neye mal olursa olsun, hakkı tutup kaldırmaya devam edeceğiz…