ÖĞRETMEN AİLEDE EĞİTİLMEYEN ÇOCUKLARIN BEDELİNİ ÖDER!
Aile, eğitimin temeliyse, ailede atılmayan temelin üzerine okul nasıl bir bina inşa edebilir ki?
En kaliteli öğretmenleri getirsen, en donanımlı müfredatı uygulasan bile ailenin vereceği eğitimin yerini tutmaz.
Şimdilerde ailelerin çoğu çocuklarını değil öğretmenleri eğitme derdinde.
Öğretmene saygısızlık yapan çocuğuna, ben nasıl bir eğitim verdim de çocuğum bu hale geldi? Demek yerine suçu öğretmene atıp işin içinden sıyrılma derdinde aileler.
Ya da okula gönderdiği çocuğunun bir başka çocuğa karşı davranışını denetlemek yerine, suçu bir başkasına atıp rahatlama yolunu seçiyor aileler.
Devletten yüz bulup önüne gelen herkesi şikâyet eden bu tür aileler resmen eğitimi kilitleme noktasına getiriyor.
Herkesin saygınlığını kazanan, eğitim camiası içinde başarıları kıskanılan bir öğretmenin şikâyet edilme gerekçesine bakıyorsunuz gerçekten anlam veremiyorsunuz olana bitene.
Kendisinin ilkokula giden kız çocuğu önüne gelen herkese küfür ediyor, onu teskin ve ikaz eden öğretmen soruşturmaya tabii tutuluyor.
O öğretmenden nasıl verim alacaksın ki? O öğretmen o soruşturma süreci içerisinde okula gidip işine nasıl dört elle sarılacak?
Sen çocuğunu televizyona mahkûm etmişsin, onun ahlaki yönden gelişmemesi için elinden gelen her şeyi yapmışsın, saygıyı, sevgiyi, merhameti öğretmemişsin, salmışsın çayıra…
Sonra da kendi çocuğunun yaptığı yaramazlığın suçunu bir başkasına atarak eğitimi kilitlemişsin.
Yalnızca kendi pencerenden olaylara bakıp bir başkasının dünyasını karartmaya ne hakkın var?
Ailelerin üzerine düşen öncelikli görev, çocuklarını okullara ve toplum içine göndermeden önce, topluma faydalı birer birey olarak eğitmek, ikinci önceliği, onların nitelikli eğitim almasını sağlamaktır.
Ola ki çocuğuna yanlış yapıldı, hakkını sonuna kadar aramak…
Ama eften püften şeyler için kimsenin öğretmenin moralini bozmaya hakkı yok!
O öğretmenin moralini bozduğunda öğretmene zarar vermiyorsun sadece…
Kendi çocuğuna ve diğer çocuklara da zarar veriyorsun.
Buradan aklı başında tüm velilerimize sesleniyorum:
Bu tür insanlara lütfen yüz vermeyin, öğretmenini mesnetsiz iddialarla suçlayan, onların moral motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen velilere karşı tepkinizi koyun…
Tepkinizi koyun ki, sizin de çocuğunuz morali bozuk derse giren öğretmenden olumsuz yönde etkilenmesin!
Mustafa SÜS
1974 yılında Kayseri Yahyalı’da doğdu. İlkokulu Derebağ İlkokulunda okuduktan sonra Yahyalı İmam Hatip Lisesinde liseyi bitirip 1994 yılında Şehit Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesine başlayıp 1998 yılında Öğretmen olarak atandı. 2012 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesinde Eğitim Yöneticiliği ve Teftiş dalında Yüksek Lisans yaptı.
2007 yılından itibaren yerel gazetelerde, internet haber sitelerinde eğitim ve toplumsal içerikli köşe yazıları yazmaya başladı. Kendine ait internet sitesinde, şiir, deneme, hikâye dalında yazılarına halen devam etmekte olan Mustafa SÜS, 2016 yılında “Yitik Kadınlar” adlı hikâye kitabını çıkardı.
Aynı zamanda Diriliş Postası adlı ulusal gazetede köşe yazarlığı yapan Süs, evli ve bir çocuk babasıdır.
- Eleştiri mi kötüleme mi? 30.04.2024
- Dilimizi maymuna çevirdik 08.02.2024
- Kimseye akıl verme, isteyene de! 15.01.2024
- Haydi demeden gitmeyi öğrenmek 19.12.2023
- Muteber Öğretmen 22.11.2023
- Öğretmene Öfke Kontrolü Eğitimi Verilmeli 09.11.2023
- Sekülerlerin ikiyüzlülüğü 27.09.2023
- Çok Bilmiş Veliler 24.09.2023
- İkiyüzlü faşistlik 19.09.2023
- Yönetici rüşvet almalı 12.09.2023
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar