Özel eğitim sınıflarına kamera talebinin yargıya taşınması, eğitim alanındaki önemli bir konunun gündeme taşınmasını simgeliyor. Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam- Otizm Derneği ve Gölge Eğitimciler Derneği, özel eğitim kurumlarında yaşanan potansiyel risklere karşı bir önlem olarak, özel eğitim sınıflarına kamera yerleştirilmesi talebinde bulundu. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu taleplere önce CİMER dilekçelerine, ardından Kamu Denetçiliği Kurumu'nun tavsiye kararına olumsuz yanıt vererek, konuyu kapatma yolunu seçti.
Bu olumsuz yanıtın ardından, KEDİ-Kabul Derneği, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam- Otizm Derneği ve Gölge Eğitimciler Derneği, çocukların güvenliği ve özel eğitime erişim haklarının korunması adına hukuki bir adım atarak Danıştay'a dava açtı. Özel gereksinimli çocukların eğitim kurumlarında maruz kaldığı psikolojik ve fiziki şiddet olaylarını dikkate alan dernekler, kamera sistemlerinin bu tür durumların önüne geçmede etkili olabileceğini savunuyor.
KEDİ Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, çocukların güvenliği konusundaki endişelerini dile getirerek, özel eğitim sınıflarına kamera yerleştirilmesinin, öğrenci-öğretmen-veli ilişkisinin entegrasyonunu artırarak velilerin özel eğitim bilinciyle buluşmasına katkı sağlayacağına inandıklarını belirtti.
MEB'in ret gerekçelerinden biri olarak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu (KVKK) göstermesine rağmen, avukat Suna Ağı, kanunda bu tür durumlar için istisnaların bulunduğuna dikkat çekiyor. KVKK'nın, öğrencilerin hayatını veya beden bütünlüğünü korumak amacıyla kamera kullanımını zorunlu kılabilen hükümler içerdiğini ifade ediyor. Bu noktada, çocukların üstün yararı gözetilmeli ve ulusal mevzuatın çocuk haklarını koruma amacına uygun hareket edilmelidir.
Bu dava süreci, özel eğitimdeki güvenlik ve kalite standartlarına ilişkin bir dizi meseleyi beraberinde getirerek, eğitim alanındaki bu önemli konunun daha geniş bir kamuoyu tarafından tartışılmasına neden olabilir.
