Asgari ücretin 2025 Ocak zammı öncesinde tartışmalar yoğunlaşırken, farklı kesimlerden gelen görüşler dikkat çekiyor. Ocak ayında asgari ücretin 11 bin 402 TL’den 17 bin 2 TL’ye çıkmasının ardından, Aralık ayında yapılacak toplantılarla yeni artış oranının belirlenmesi bekleniyor. Enflasyon oranları ve ekonomik göstergeler doğrultusunda yapılan değerlendirmeler, zam oranının belirlenmesinde kritik rol oynayacak.
Ekonomik yönetim ve bazı uzmanlar, asgari ücret artışının %20-25 arasında tutulmasını öneriyor. Bu öneri, Orta Vadeli Program'da (OVP) 2025 yılı için öngörülen %17,5 enflasyon oranını temel alıyor. Diğer yandan, enflasyon oranı kadar, yani %45 civarında bir artış yapılmasını isteyen bir kesim de var. 126 iktisatçının yakın zamanda yaptığı açıklamada, %25’lik bir artış oranının bilimsel ve sosyal açıdan kaygı uyandırdığı belirtiliyor.
Asgari ücrette yapılacak yüksek artışın iş gücü maliyetlerini artırmasından endişe eden işverenler, asgari ücretin 22-23 bin TL seviyelerinde tutulması gerektiğini ifade ediyor. Özellikle tekstil ve makine sektörlerinden işverenler, %45’e yakın bir artışın bazı fabrikaların yurtdışına taşınmasına veya küçülmesine yol açabileceğini belirtiyor. Üretim maliyetleri yüksek ülkelerdeki fabrikaların Türkiye gibi daha maliyet avantajlı ülkelere kayabileceğine dikkat çekiliyor.
Türkiye’deki asgari ücret, kur farkı nedeniyle bazı Avrupa ülkelerinin üzerinde yer alıyor. Örneğin, Türkiye’deki yaklaşık 500 dolarlık asgari ücret, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerin seviyelerinden daha yüksek. Bu da bazı Türk işverenlerin yurtdışına yatırım yapma ve maliyet avantajı sağlama eğilimini artırıyor.
İşverenler, asgari ücretin belirlenmesinde dengeli bir karar alınması gerektiğini vurguluyor. İşçilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi elzemken, işletmelerin de sürdürülebilir ve rekabetçi kalabilmesi önem taşıyor. Bu konuda işçi, işveren ve hükümet kesimlerinin büyük bir sorumluluğu olduğuna dikkat çekiliyor.