Yastık altı altınlarla ev sahibi olma fırsatı

Erdal Bahçıvan, altın fiyatlarının yükselişinin Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu belirtti. Yaklaşık 400 milyar dolar değerindeki yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, bu altınların ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar tarafından kullanılabileceği bir model önerdi. "Altın Konut Modeli", altın birikimi olanların bu birikimlerini konut kredisi ödemelerinde kullanmalarını öngörüyor.

Yüzde 25 peşinat ve 15 yıl vadeli kredi

Bahçıvan, ev alacak vatandaşların yastık altındaki altınlarıyla konutun yüzde 25'ini peşin ödeyerek, geri kalan kısmını ise 15 yıl vadeli sübvansiyonlu kredi ile kapatabileceklerini söyledi. Bu modelin uygulanması durumunda, vatandaşların altın birikimleri değerlendirilirken, konut piyasasındaki durgunluk da aşılabilir.

Altın fiyatları yükseliyor, konut piyasası durgun

Altın fiyatlarının yükselmesi vatandaşları yatırım için kuyumculara yöneltirken, konut piyasası ise yüksek faiz oranları nedeniyle durgun durumda. Bahçıvan, bu durumun ekonomik bir fırsata dönüştürülebileceğini savunuyor. Konut fiyatlarının erişilemez hale gelmesine neden olan yüksek kredi faizlerinin, altın destekli bir modelle aşılabileceği düşünülüyor.

Ev kadınlarına yönelik öneri

Türkiye'nin fay hattı haritası güncellendi! İşte birinci derece riskli bölgeler Türkiye'nin fay hattı haritası güncellendi! İşte birinci derece riskli bölgeler

Ekonomim Gazetesi yazarı Dr. Şeref Oğuz ise bu modelin özellikle ev kadınları için önemli bir fırsat sunduğunu belirtti. Yastık altı altınların büyük kısmının ev kadınlarına ait olduğunu ifade eden Oğuz, bu modelle ev kadınlarının altın birikimlerini kullanarak ev sahibi olabileceklerini söyledi. Oğuz, "Ev kadını ev alsın diyor bu model. Altın bu kadar prim yapmışsa, ev kadınlarını tapuyla ödüllendirebilir" dedi.

Yeni konut kredisi kampanyası gündeme gelebilir mi?

Bu önerinin ardından, konut sahibi olmak isteyenler için yeni bir konut kredisi kampanyası olup olmayacağı merak konusu oldu. Uzmanlar, bu modelin hayata geçmesi durumunda konut piyasasında hareketlilik yaşanabileceğini ve yüksek faizlerin neden olduğu durgunluğun aşılabileceğini öngörüyor.