“Okul yöneticileri, koronavirüs salgını nedeniyle okullar kapalı iken, öğrenme süreçlerinin devamlılığı için, öğrenci ve öğretmenlere yönelik neler yapıyor, onları nasıl destekliyor?” Bugünlerde birçok okul yöneticisi büyük ihtimalle kendi kendine sorduğu sorulardan bir tanesi de budur. Dünyanın pek çok ülkesinde varlığını sürdüren ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından COVID-19 olarak isimlendirilen salgın nedeniyle birçok ülkede okullar geçici bir süre kapatıldı. Koronavirüs salgını süresince okulların belirli bir süre kapatılması dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de gerçekleştirilen bir uygulama olarak görülmektedir. Bu tarz salgınlarda yapılması gereken ilk uygulamaların başında bireylerin büyük topluluklar hâlinde bir arada olmalarına ortam hazırlayan faaliyetlerin bir süre durdurulması gelmektedir. 2008 yılında Fransa’da yapılan bir araştırmada herhangi bir salgın durumunda okulları kapatmanın %17’ye kadar vaka sayısını azaltabileceği sonucuna ulaşılmıştır (Cauchemez vd., 2008). Milli Eğitim Bakanlığı bu süreçte Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden ve TRT ile iş birliği yaparak uzaktan eğitim yöntemiyle öğrencilerin eğitime devam etmelerini sağlamaktadır.
Acil bir durum ile karşılaşıldığında, çoğu insan hızlı bir şekilde öğrenme sürecine girer ve şartlara uyum sağlamaya çalışır, fakat bu gibi durumlarda söz konusu eğitim olduğunda şüphesiz okul yöneticileri ve öğretmenlerin elinden daha fazla şey gelmektedir. Hargreaves’a (1994) göre öğretmenler; okul yöneticilerinin desteğini arkalarında hissettiklerinde, onların duygularıyla ilgilendiklerinin farkına vardıklarında ve herhangi bir sıkıntılı durumda, okul yöneticilerinin kendilerini destekleyeceklerine inandıklarında, yeni bir duruma uyum sağlama ve mücadele etme konusunda daha istekli davranışlar sergilemektedirler. Bu sebeple okul yöneticileri, kısa bir moral ve motivasyon videosu çekerek tüm velilere, öğretmen ve öğrencilere göndermeli, bu videoyu okulun web sayfasında, sosyal medya hesaplarında yayımlamalıdır. Liderler kriz esnasında ortaya çıkar ve krizin aşılmasında büyük rol oynar ve efsaneleşirler. Koronavirüs tatili ve eğitsel uygulamalar, okul yöneticilerinin liderlik kapasitelerini sergilemelerine olanak sunmaktadır. Krizi fırsata dönüştürmek, eğitim alanında etkili ve sorun çözücü tedbirler almak ve uygulamak mümkündür.
Okul yöneticileri, ellerinde net bir yol haritası olmadan bu süreçte mücadele etmektedirler. Bu aşamada daha başka ne yapılabilir? Durum nasıl daha verimli hâle getirilebilir? Bu süreçte okul yöneticilerinin öncelikle öğretmenleri güçlendirerek ve kendilerini geliştirmeye yönelik faaliyetlerle işe başlamaları gerekir. Okul yöneticileri, okulların kapalı olduğu dönemde öğretmen, öğrenci ve veli eğitimlerini uzaktan eğitim metoduyla daha etkili hale getirebilirler. Instagram Youtube ve Zoom gibi sosyal medya kanallarında canlı eğitimler, söyleşiler yapıp, öğrenme sürecini daha etkili hale dönüştürebilirler. Kısa ve özlü ders notları mail ve WhatsApp yoluyla paydaşlara gönderilebilir. Öğretmenler, öğrenciler ve velilerle “Okuma Etkinlikleri” yapılıp, her hafta okunan kitaplar, sanal ortamda, sosyal medya hesaplarında tartışılabilir. Corona günleri verimli ve etkili bir biçimde işe koşulabilir. Özellikle zümre öğretmenler aracılığıyla öğrencilerin “İnceleme ve Araştırma” becerilerini geliştirecek ödevler verilebilir, ders materyalleri hazırlanabilir. Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya hesaplarının aktif olarak işe koşulması sağlanabilir.
Koronavirüs salgını süresince yöneticilerin de eğitim sistemi içerisinde halihazırda ülke çapında merkezi ve il yönetimleri tarafından yapılanlara ek olarak, kendi görev yaptıkları okul öğrencilerinin ihtiyaçları ve mevcut demografik şartları kapsamında, doğru olan neyi yapabilirim? şeklinde hareket etmesi uygun bir yaklaşım olur. Hizmetkâr liderliğin motivasyon unsuru olan “önce hizmet” anlayışı, onu diğer liderlik türlerinden ayrı bir yere taşır. Buradan hareketle liderin öncelikli hedefinin önce yönet değil, önce hizmet et olduğu ifade edilebilir. Hizmetkâr lider, “Ben liderim, bu nedenle yönetirim değil.”, “Ben liderim, bu nedenle hizmet ederim.” düşüncesine sahip olması gerekir (Sendjaya ve Sarros, 2002). Okul yöneticilerinin, salgın hastalık hakkında sadece okul çalışanlarını, öğretmen ve öğrencileri değil, aynı zamanda okulun çevresindeki vatandaşların da, virüse karşı farkındalık düzeyini artırıcı faaliyetlerde bulunması beklenir.
Thompson (2004) çocuk ve yetişkinlerin beklenmedik ani durumlar karşısında; korku, kontrolsüzlük, öfke ve şiddet eğilimi, güvende hissetmeme, belirsizlik ve anksiyete gibi yaygın duygu durumları yaşayabileceklerini belirtmektedir. Bu süreçte okul yöneticileri, öğrencilerin iyi oluşları ile ilgilenmeli ve öğretmenlerle bu sürecin yönetimi adına yakın iş birliği içinde olmalıdırlar (Kres, 2020). Öğrenciler için sanal iletişim ortamları, öğretmenler için online toplantılar, danışma grupları ve öğrencileri videolar ile bilgilendirme gibi eylemler, okul yöneticilerinin koronavirüs salgını süresince yapabilecekleri etkinlikler arasında yer alır (Superville, 2020).
Okul yöneticileri, öğrencilerin ardından öğretmenlerin de iyi-oluşları ile ilgilenmeli ve kendileri ile iletişim kurmalıdırlar. Superville (2020) bir okul yöneticisi ile yaptığı görüşmede, okul yöneticilerinin: “Şu an okul liderleri için yapılması gereken en önemli şey, sakin kalmak ve motivasyonu sürdürmektir. Sürece hazırlıklı olmalıyız, panik yapmamıza gerek yok. Elimizdeki mevcut kaynaklar, harika eğitimcilerimiz var. Yapılması gereken şey, plan yapmak ve örgütlenmek. Eğitim yolculuğunda ilerlerken yolda tümsekler de çukurlar da karşımıza çıkacaktır.” dediğini aktarmaktadır. Bu bağlamda, okul yöneticileri uzaktan eğitim sürecinin daha etkili hale gelmesinde eğitim paydaşlarını bilgilendirmeli ve sürekli sağlıklı bilgi akışının sağlanacağı iletişim ağları kurmalıdırlar.
Koronavirüs tatili sürecinde ailelerin değişen rolleri ve sorumlulukları vardır. Daha önce öğretme işinden sorumlu olan, ödev kontrolü yapan, öğrenciye dönüt veren öğretmen, her ne kadar öğretme sürecinde uzaktan görev alsa da, öğrencinin programa uymasını sağlamak, ev ortamındaki öğrenme sürecini yönetmede öğrenciye destek olan velilerdir. Bu aşamada velilerin evde iyi bir öğrenme ekosistemi yaratmaları gerekir. Aksi taktirde velilerin jandarma rolüne soyunmaya başlamaları, veli-öğrenci ilişkilerini bozmada etkili olur. Koronavirüs tatilinde lider okul yöneticileri, hazırladıkları bültenlerle, bilgi notları ile velilere ulaşıp, bu süreçte neler yapmaları gerektiğini anlatmaları, evde geçen sürenin etkili kullanılmasını ve yaşanacak olası sorunların çözülmesini sağlar. Çocukların öz yönetim becerilerini geliştirmeleri, yalnız kalma ve odaklanma sorunlarının çözülmesi, öğrencilerin gelişimi açısından önemlidir. Okul yöneticileri, velilerin bu konulardaki sorunlarına çözüm bulmaya yönelik bir danışma birimi oluşturmaları da, öğrencilerin okuldan uzak kaldıkları sürenin etkili kullanılmasını sağlar.
Uzun süre kapalı mekânlarda kalan çocuklarda bazı davranış bozuklukları ortaya çıkabilir. Evde sürekli beraber yaşamalarından dolayı, kardeşler arasında sorunlar çıkabilir. Anne-baba ile çatışma yaşanıyor olabilir. Bu sorunların çözülmesi için, okul yöneticileri rehber öğretmenlerden ve sınıf öğretmenlerinden oluşturacakları bir ekiple öğrenci ve ailelerine destek sağlayabilir. Bu amaçla telefon hattı, mail grupları, WhatsApp mesajları işe koşulabilir. Ayrıca evde yaşanacak olası sorunların çözümü ile ilgili velilere yönelik video konferanslar düzenlenebilir. “Evde Eğitim” uygulamaları ile ilgili bilgilendirici mesajlar, velilere gönderilebilir. Öğrencilerin yaşadıkları öğrenme sorunları için de aynı şekilde iletişim araçları devreye sokulabilir.
Aile bireylerinin uzun süre evde kalmaları ve hareketsizlik nedeniyle özellikle çocuklarda obezite sorunu, kalp ve damar hastalıkları sorunu ortaya çıkabilir. Bu sorunlarla başa çıkmada okul yöneticileri, okuldaki beden eğitimi öğretmenleri ile birlikte öğrencilerin düzenli hareket etmelerini sağlayacakları etkinlikler verebilir. Aynı zamanda iyi ve dengeli beslenme konusunda da destek sağlanabilir.
Okul yöneticilerinin öğrencileri için yapabilecekleri birçok şeyin teknolojiye dayalı olduğu da bir diğer gerçektir. Kriz dönemlerinde, kamu eğitimini iyileştirmeye yönelik faaliyetlerde, bilgi teknolojilerinin önemli bir role sahiptir. Bu aşamada okul yöneticileri için kritik iki kavramın ön plana çıktığı söylenebilir: Okul Yöneticilerinin Teknolojik Yeterlikleri ve Teknolojik Liderlik (Anderson ve Dexter, 2005). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin, eğitim süreçlerinde kullanımı günümüz şartlarında sıklıkla okullarda halihazırda bulunan donanımsal yeterlik ya da yetersizlik ile ilgili değil, yapısal ve kültürel okul özellikleri ile doğru orantılıdır. Bu bağlamda bahsedilen yapısal okul özellikleri “BTI Planlama”, “BTI-Desteği” ve “Altyapı” Durumu’ iken, kültürel okul özellikleri “Yenilikçilik”, “Amaç Odaklılık” ve “Destekleyici Liderlik” olarak değerlendirilmektedir (Tondeur vd., 2009).
Sonuç olarak korona günlerinde (kriz günlerinde) uzaktan eğitim uygulamaları ile öğrencilerin bilişsel sorunları çözülebilir. Uzaktan eğitimi daha etkili hale getirecek faaliyetler okul yöneticileri ve öğretmenler tarafından yapılabilir. Okul yöneticileri bir lider olarak eğitim paydaşlarına moral ve motivasyon aşılayıcı etkinliklerde bulunabilir. Bu aşamada öğrencilerin bilişsel beklentilerinin dışındaki, tamamen zaman yönetimi, evde sıkılma, duygusal beklentilerini sağlayıcı faaliyetleri de planlamaları gerekir. Bu açıdan sanal oyunlar oynama, eğitsel oyunları ortak platformlarda paylaşma, öğrencilerin okuyup bilgi sahibi olacağı edebi eserleri önerme gibi etkinlikler oldukça faydalı olur. Uzaktan eğitim, bulaşıcı bir virüsün insan yaşamını tehdit ettiği bu günlerde en iyi seçenek değil, en uygun seçenektir. Bu sürecin etkili hale gelmesi, yönetilmesinde başta okul yöneticilerinin liderlik özellikleri etkili rol oynayacaktır. Korona tatilini tatil olarak algılamak, öğrencilerdeki bilgi kaybını üst düzeye çıkaracaktır. Bu sebeple yapılması gereken öğrencilere; korona tatilini bir tatil olarak değil, eğitimin zorunlu sebeplerle uzaktan yapılacak bir faaliyet olarak ele almaları ve öğrencinin öz yönetim becerisini, kendi kendine öğrenme becerisini geliştirecekleri bir süreç olarak değerlendirmeleri gerektiği uygun bir dille anlatılmalıdır. Okul yöneticileri okulun varlığını daima eğitim paydaşlarına hissettirmeli, paniğe kapılmadan, bir lider kimliğinde süreci yönettiğini göstermelidir. Gemi batarken ilk önce, fareler gemiyi terk eder. Kaptan son ana kadar gemiyi kurtarmak için mücadele eder. Unutmayın ki, okul yöneticileri, okulun lideridir, kaptanıdır…
Kaynakça
Anderson, R. E., & Dexter, S. (2005). School technology leadership: An empirical investigation of prevalence and effect. Educational Administration Quarterly, 41(1), 49-82.
Cauchemez, S., Valleron, A. J., Boelle, P. Y., Flahault, A., & Ferguson, N. M. (2008). Estimating the impact of school closure on influenza transmission from Sentinel data. Nature, 452(7188), 750-754.
Hargreaves, D.H. 1994. The new professionalism: The synthesis of professional and institutional development. Teacher and Teacher Education 10, 423–38.
Kress, M. (2020, Mart, 18). Principals without a playbook: Leadership amid the pandemic. https://www.teachforamerica.org/stories/principals-without-a-playbook-leadershipamid-the-pandemic adresinden 23 Mart 2020 tarihinde erişim sağlanmıştır.
Superville, D. R. (2020). 'There Is No Guidebook': Being the Principal in the Age of Coronavirus.http://blogs.edweek.org/edweek/District_Dossier/2020/03/principals_coronavirus_sel_teaching.html adresinden 23 Mart 2020 tarihinde erişim sağlanmıştır.
Thompson, R. A. (2004). Crisis Intervention and Crisis Management: Strategies that Work in Schools and Communities. New York: Routledge.
Tondeur, J., Devos, G., van Houtte, M., van Braak, J., & Valcke, M. (2009).Understanding structural and cultural school characteristics in relation to educational change: the case of ICT integration. Educational Studies, 35(2), 223-235.