Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremler sonrası Malatya fayı üzerindeki etkiler, bilim insanları tarafından titizlikle araştırılıyor. Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Aksoy'un yürüttüğü "Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırması Projesi" çerçevesinde ülke genelinden 14 üniversiteden 100'ün üzerinde araştırmacı görev alıyor.
Prof. Dr. Aksoy, proje kapsamında Malatya fayı üzerinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Malatya fayı, güneyden kuzeye doğru üç bölümden oluşuyor: Akçadağ, Arguvan ve Kemaliye segmentleri. Araştırmalarında bu segmentlerin her birini inceleyerek fayın geçmiş depremlerini anlamaya çalıştıklarını belirtti.
Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve AFAD Bilimsel Destek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu projeyi Türkiye'nin son yüzyılda yer bilimlerinde gerçekleştirilmiş en büyük projelerinden biri olarak nitelendirdi. Projenin TÜBİTAK tarafından desteklendiğini ve AFAD, Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü ile 14 üniversitenin ortak olarak yürüttüğünü belirtti.
Prof. Dr. Sözbilir, Malatya fayı üzerinde hendek yöntemiyle yaptıkları araştırmalarda fayın diri bir fay olduğuna dair veriler elde ettiklerini vurguladı. Şu ana kadar, Malatya fayı Arguvan segmentinin son 10 bin yıl içinde en az üç büyük deprem ürettiğini ve bu depremlerin can ve mal kaybına yol açtığını açıkladı. Fayın 7’nin üzerinde depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu belirten Sözbilir, aldıkları örneklerin analiz edileceğini ve depremlerin ne zaman, hangi aralıklarla meydana geldiğini, son depremin üzerinden ne kadar zaman geçtiğini ortaya çıkaracaklarını ifade etti.
Sözbilir, Malatya fayı üzerindeki araştırmaların önemli parametrelerden birinin, fayın üç segmentinin aynı anda mı yoksa sırayla mı kırıldığını ortaya çıkaracağını belirtti. Bu durumun deprem büyüklüğünü etkileyebileceğini ve 6 Şubat 2023'te olduğu gibi büyük depremler oluşturabileceğini söyledi. Proje tamamlandığında, bölgedeki deprem riskinin ve tehlikesinin daha net bir şekilde anlaşılacağı ifade edildi.
