Bizler gönül coğrafyamızla aynı dili konuşuyoruz.
Her şeye rağmen Gazzeli çocuklar, geleceğe umutla bakıyorlar. Onlar biliyorlar ki, bir gün başkenti Kudüs olan nehirden denize uzanan özgür Filistin’de yaşayacaklarını.
Sayın Cumhurbaşkanımız BM Genel Kurulunda bugün maşeri vicdanlara seslenecek.
Gönül coğrafyamızla Ülkemizin arasına yüzyıl önce Sykes-Picot Antlaşması ile cetvelle çizen emperyalistler, bugünlerde ise güney sınırlarımız boyunca Akdeniz’e kadar uzanan bir teröristan devletçiği ile Türkiye’nin gönül coğrafyası arasındaki bağlantıyı kesmeye çalışmaktadırlar. Türkiye Yüzyılında hiçbir güç, gönül coğrafyamızla kucaklaşmamıza engel olamayacaktır.
Zalimlerin korkulu rüyası ve mazlumların umudu olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu kürsüsünden 14. kez yapacağı hitaplarında, tüm mazlumların gür sesi olarak maşeri vicdanlara seslenecektir. Artık uygar dünyaya, mazlum coğrafyalarda yaşanan insanlık suçuna daha fazla sessiz kalarak ortak olunmaması gerektiği, gün boş kınamalarla değil harekete geçme günü olduğunun mesajını verecektir.
Sayın Cumhurbaşkanımız 2014 yılında BM Genel Kurulunda; “Dünya beşten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür.” çıkışıyla mazlumların, sesi, nefesi ve umudu olmuştur.
Zengin maden yatakları üzerinde Kara Kıtanın açlıktan ölümü bekleyen çocukların, Gazze’de soykırımcı katil İsrail’in bombardımanları altında hayata gözlerini yeni açan sabi sübyanların, Doğu Türkistan’da Çin’in tecavüzlerine uğrayan soydaşlarımızın, Arakan’da Myanmar tarafından işkenceler yapılarak yurtlarından sürgün edilen Rohingya Müslümanların ve daha dünyanın birçok yerinde zalimlerin zulmü altında inim inim inleyen mazlumların umudu Türkiye’dir.
İçinde yaşadığımızı 21. Yüzyılda başta mazlum coğrafya olmak üzere dünyanın pek çok yerinde kundaktaki bebekler öldürüldüğü, kadınlar ve kızlar tecavüzlere uğradığı, gençlere envai türlü işkencelerin yapıldığı ve insanlar yaşadıkları yurtlarından sürgün edildiği böyle bir ortamda hiç medeni dünyadan bahsedile bilinir mi?
Siyonist katil İsrail sürülerinin, Anadolu topraklarının güvenliğinin başladığı Gazze’de bir yıldan beri işledikleri soykırımı durdurulamıyorsa Küresel Sistemler sınıfta kalmış demektir. Dünya barışını tesis etmekle ve dünyada yaşanan insan hakları ihlallerini önleme görevi olan uluslararası kurumlar iflas etmiştir. Güçlünün değil haklının güçlü olduğu yeni bir dünya düzenin kurulması artık bir zorunluluk haline gelmiştir.
Yaşanabilir bir dünya düzeni için yeniden büyük ve güçlü Türkiye güneşinin doğuşu çok yakındır. İslam’ın son kalesi olan Türkiye’nin Allah yar ve yardımcısı olsun.
Yıldırım Demirci