Türkiye’nin 2025 asgari ücret artışı, finans piyasalarının dikkatini çekmiş durumda. Aralık ayında başlayacak görüşmeler, siyasi açıdan kritik bir karar süreci olarak görülüyor. Erdoğan, hayat pahalılığıyla mücadele eden seçmenleri etkilemek amacıyla geçmişte asgari ücreti önemli ölçüde artırmış ve bu yılki artış oranı yüzde 49 olmuştu. Ancak, finans piyasaları bu artışın iç talebi artırarak enflasyonu kontrol altına almayı zorlaştırdığını düşünüyor. Merkez Bankası’nın, enflasyonu bu yıl yüzde 38’e, 2025 sonunda ise yüzde 14’e indirme hedefi zorlanabilir.
Yabancı yatırımcılar, enflasyon hedeflerine uygun, daha düşük bir asgari ücret artışı bekliyor. Bloomberg'in aktardığına göre, Türkiye’de işgücünün üçte birinden fazlası asgari ücretle çalışıyor. Erdoğan’ın yeniden seçilmesinden sonra, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde piyasa dostu politikalar benimseyen bir ekonomi ekibi kuruldu. Şubat ayında Merkez Bankası Başkanı olan Fatih Karahan, nominal faiz oranını yüzde 50’ye çıkardı. Yabancı yatırımcılar, 2025 yılı için Merkez Bankası’nın öngördüğü enflasyon hedefine daha yakın bir artış umuyor.
Deutsche Bank analistleri, yıl sonu enflasyonunun yüzde 42, 2025 yılı içinse yüzde 23 olacağını öngörüyor ve fiyat baskılarının azalacağını tahmin ediyor. Analistler, 2024’te olduğu gibi 2025’te de asgari ücrete tek bir artış yapılacağı varsayımıyla, yüzde 25-30 civarında bir artış öngörüyor.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kişiler, reel sektörün hükümete düşük artış önerisinde bulunduğunu ancak hükümetin kesin bir taahhütte bulunmadığını belirtiyor. Türk hükümeti bu konuda yorum yapmaktan kaçınıyor.
Analistler, asgari ücret artışının Merkez Bankası’nın enflasyon tahminleriyle uyumlu olması durumunda, yatırımcılara ülkenin enflasyonu kontrol etme konusunda ciddi bir niyet sunduğunu belirtiyor. Yüzde 30’un üzerindeki bir artışın, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflerine ulaşmasını zorlaştırabileceğini, bu nedenle yüzde 25 civarında bir artışın ideal olabileceğini ifade ediyorlar.
