AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in açıklamalarının satır başları şu şekilde:
Almanya'da bir şehirde meydana gelen yangında iki vatandaşımızın hayatını kaybettiğini üzüntüyle öğrendik. Ailelerine başsağlığı diliyoruz ve konuyu yakından takip ediyoruz.
Toplantımızda, teşkilat başkanlığımız, medya ve AR-GE başkanlıklarımız sunumlar gerçekleştirdi. Kongre takvimimiz işlemeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde 12 Eylül darbesinin yıl dönümüydü. Bu darbenin 44 yıl sonra Türkiye'ye verdiği zararları konuşmaya devam ediyoruz. Darbenin, Türkiye'nin milli egemenliğine yönelik dış kaynaklı bir proje olduğu zamanla daha da belirgin hale gelmiştir. Darbeler genellikle huzuru sağlamak amacıyla yapılır, ancak bu huzurun sağlanıp sağlanmadığı sorusu, darbeden sonra aynı güçlerin iktidarda kalmasıyla yanıt bulmamaktadır. Bu darbenin belirli bir amaca ulaşmak için planlandığı açıktır.
Türkiye'nin bu darbe anayasasından kurtulması gerekiyor. Sivil bir anayasaya ihtiyaç duyuyoruz. Yıllar içinde bu anayasa çok değişti ve yamalı bohçaya döndü. Birçok maddesi değişmiş olmasına rağmen, sivil bir bakış açısıyla yapılmış ve anayasal düzeni ve özgürlükleri koruyan bir anayasa ihtiyacı, ihtiyaçtan öte zorunluluk haline gelmiştir. Demokrasiye olan bağlılık, bu hazırlığa destek vermekle ölçülür. Sistemi kilitleyen tutumlar ise taktikal manevralar olarak öne sürülmektedir.
Teşkilat başkanlığımızın Türkiye buluşmaları başladı. Arkadaşlarımız sahaya indi. AK Parti teşkilatlarındaki kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Teşkilatlar bizim en önemli varlıklarımızdır.
Siyaset, toplumun en yüksek faaliyet alanıdır ve yegane denetleyeni vatandaştır. Siyasetçi, vatandaş dışında başka güç odaklarına itibar ederse, meşruiyetini kaybeder.
CHP'deki savrulmaların vatandaş tarafından reddedildiği görülüyor. Helalleşmeden normalleşmeye, normalleşmeden vatandaşlara hakaret eden bir tavır sergilendi. Türkiye'yi "Türkiye Yüzyılı"na taşıyacak olan AK Parti'dir.
Ayşenur Ezgi'yi dualarla uğurladık. Gazze'ye destek veren herkesin başı sağ olsun. Bu eylemi emredenlerin yargılanması gerektiğini düşünüyoruz. Bazı basın kuruluşları, Ayşenur hakkında "militan" ifadesini kullanıyor. Bu tür ifadeler adaleti savunan herkese yöneltiliyor ve bu kişilerin akıl ve ruh sağlığı bozulmuştur.
Öldürülen kişinin kim olduğu ve nasıl öldürüldüğü hakkında bilgi verilmemekte, sadece öldürüldüğü belirtilmektedir. Bazı çevrelerin bu olayın İsrail'in doğrudan etkisi olmadan meydana geldiğini iddia etmesi, gerçeğin nasıl eğilip büküldüğünü gösteriyor. Gazze meselesi, insanlığın adalet fikrini yücelten ve şehitlerin bereketiyle yeni bir sayfaaçan bir olaydır.
