Sendikaların idari ve mali denetimleri sadece denetleme kurulu üyelerinin mi denetim yetkisi var? Sendikaların yönetim ve işleyişleri ile gelir ve giderleri ve bunlarla ilgili her türlü işlemlerin mevzuatlara uygunluğunu bağımsız veya kamu denetçilerinin denetleme yetkisi yok mu? Sendika devlet içerisinde ayrıcalıklı bir organizasyon mu?

Sendikanın kuruluş değerlerinden ve asli görevlerinden uzaklaşan sendika üst yöneticilerinin, sendikayı rant ve zenginleşme aparatına dönüştürmelerine karşı yıllarca yaptığımız mücadeleye rağmen pervasızlıklarına devam etmektedirler.

Devlet 21.7 Milyon Kişiye Maaş Ödüyor Devlet 21.7 Milyon Kişiye Maaş Ödüyor

Sendika üst yöneticilerinin bu denli hukuk, kanun, nizam ve kural tanımamazlıklarının nedeni sendikanın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazdığı yazıda ortaya çıktı.

Sendika yöneticileri, meğerse sadece kendilerini yapıcı ve seviyeli bir şekilde

eleştirenlere ve öneri sunanlara meydan okumuyormuş, Devlete ve devletin yerleşik kurumlarına da meydan okuyormuş.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir işlemin tesisi için Denetleme Kurulunun 2008- 2023 tarihleri arasındaki raporlarının tamamını sendikadan istedi. Sendika raporların tamamını göndermeyip, göndermiş gibi yapmak için sadece 2015, 2019 ve 2023

yıllarına ait e üç tane denetim raporunu gönderdi. Sendika adeta Cumhuriyet Başsavcılığına racon kesercesine Bem-Bir-Sen’in 23.05.2024 tarihli yazısında; “Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, Sayıştay, İçişleri Bakanlığı Dernekler Masaları da dâhil olmak üzere Kamu Görevlileri Sendikalarının idari ve mali denetimlerinin yapamayacaklarını belirtilmektedir.

Sendikanın mezkûr yazısında; “Esas olan Sendika Denetleme Kurulunun yapacağı denetim raporudur.” deniliyor. Yani demek istiyorlar ki dışarıdan devletin yetkilendirdiği bağımsız denetçiler ve devletin kendi ehil denetçileri sendikayı denetleyemez, dış denetçileri sendikanın içerisine giremez. Bizi sadece genel kurulda seçtiğimiz iç denetçi “Genel Denetleme Kurulu Üyeleri” denetler. “Körler sağırlar birbirlerini ağırlar.” Atasözünde geçen mantık çerçevesinde yönetim kurulları ve denetleme kurulları birbirlerini idare ederken,“ne gerek var dış denetçilerin suları bulandırmasına” diye düşündükleri için sendikacılar hukuka uymak yerine hukuku kendilerine zorlamayla uydurmaya ve yorumlamaya çalışıyorlar.

Genel Başkanın emrinde olan denetleme kurulu üyeleri serbestçe denetim yapabilirler mi? Sendikanın gündeminde olan, sendika üst yöneticilerinin maaşları, mal varlıkları, Levent Uslu’nun hukuksuz bir şekilde görevine devam etmesi ve Kuşadası konularında teşkilat toplantılarında genel merkez yöneticileri başta olmak üzere il ve ilçe teşkilatları bu konuları gündeme getirebilme cesaretiolmayanların, sendikayı hakiki manada denetleyebilme iradesini gösterebilecekler mi ?Bunların hepsinin ötesinde mali denetim uzmanlık bilgisi gerektiren bir alandır. Muhasebe alanında bilgisi olmayanların sendikanın gelir-giderlerini ve diğer mali hesapları denetlemeye ehiller midir?

İddia edildiği gibi sendikaları iç denetçilerin dışında kamu denetçilerinin ve bağımsız denetçilerinin denetleme yetkilerinin olup olmadıklarını ilgili mevzuatlara kısaca bir göz atalım.

Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan Devlet Denetleme Kurulu, Anayasamızın

108. maddesine göre Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kurum ve kuruluşların denetimini yapar.

4688 Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 43. maddesinde; Sendika şubesi, sendika ve konfederasyonların yönetim ve işleyişleri ile gelir ve giderleri ve bunlarla ilgili her türlü işlemlerin kanunlar ve ilgili diğer mevzuat ile tüzük ve genel kurul kararlarına uygun olup olmadığı hususlarındaki idari ve mali denetim, denetleme kurulları ya da denetçiler tarafından yapılır.” denilmektedir.

4688 Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 27. maddesinde; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 2908 sayılı Dernekler Kanunu, 743 sayılı Türk Medeni Kanunu ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacaklar hakkında kamu görevlilerinin tabi oldukları personel kanunlarının ilgili hükümleri uygulanır.” denilmektedir.

6356 sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun (2821 eskisi) 29. maddesinin 2. fıkrasında; “Kuruluşların gelir ve giderlerine ilişkin mali denetimleri, en geç iki yılda bir 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre denetim yetkisine sahip yeminli mali müşavirlerce yapılır. Bu denetimin yapılmış olması, denetleme kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.” denilmektedir.

5253 sayılı Dernekler Kanununun (2908 eskisi) 9. maddesinde; “Genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir.” denilmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 1. maddesinde, “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.” hükmü muvacehesince Kanunkoyucu, sendikalarda iç denetim yapılabileceği gibi bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yapma yetkisini vermiştir.

Konu kanunlardan açılmışken konfor ve şatafat içerisinde yaşayan sendika yöneticilerine buradan bir çağrıda bulunuyor ve diyoruz ki; 6356 sayılı kanunun 29. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen; “Kuruluşların ve şubelerin kurucu ve yöneticileri, kendileri, eşleri ve velayetleri altında bulunan çocuklarına ait mal bildirimlerini 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre vermek zorundadır.” Hükmünü yerine getiriyor musunuz? Eğer mal bildiriminde bulunduysanız, şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışın bir gereği olarak mal varlıklarınızı birinci ve ikinci derece yakınlarınızın üzerindekilerle birlikte niçin kamuoyuna açıklamıyorsunuz?

Yoksa bu kanun maddesi de mi sizleri bağlamıyor?

Hanefi Ertuğrul Çolak