Yüksek enflasyon ve paranın değer kaybı nedeniyle kira uyarlama taleplerinde önemli bir gelişme yaşandı. Yargıtay, kira artışlarının belirlenmesinde özel hükümlerin esas alınması gerektiğine ve artış oranlarının 12 aylık TÜFE ortalamasına göre hesaplanması gerektiğine karar verdi. Bu emsal karar, hem ev sahipleri hem de kiracılar için önemli değişiklikler getirebilir.
Yargıtay'ın Emsal Kararı
Ev sahipleri ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar sıklıkla gündeme gelirken, Yargıtay'dan gelen son karar büyük önem taşıyor. Yargıtay, kira artış sınırının kaldırılmasından sonra yaşanan yüksek zam taleplerinin önüne geçmek için yeni bir düzenleme getirdi. Buna göre, enflasyon nedeniyle yapılan kira uyarlama talepleri, genel hükümler yerine özel hükümlere göre ele alınacak.
12 Aylık TÜFE Ortalaması Baz Alınacak
Yargıtay, kira artışında 12 aylık TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ortalamasının dikkate alınması gerektiğine hükmetti. Taraflar arasında kira artış oranı konusunda bir anlaşma olup olmadığına bakılmaksızın, 5 seneden uzun süreli veya 5 seneden sonra yenilenen kira sözleşmeleri için yeni yıl kira bedelinin, hâkim tarafından ortalama TÜFE değişiklik oranı, konutun durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiği ifade edildi.
Kısa ve Uzun Süreli Sözleşmeler Arasında Fark Yok
Yargıtay, kira sözleşmesinin süresinin (kısa, uzun veya belirsiz) kira belirlemesinde fark yaratmadığını belirtti. Açılan davalarda Türk Borçlar Kanunu’nun tüketici fiyat endeksindeki 12 aylık ortalamalara göre değişim oranını aşmamak kaydıyla geçerli olan 344. maddesinin temel alınması gerektiğini vurguladı. Yargıtay, bu kanun maddesinin özel bir uyarlama hükmü olduğunu ve yeni dönemdeki artışlara bağlı enflasyonun, paranın satın alma gücündeki değişiklikleri kapsadığını kaydetti.
Genel Uyarlama Hükmü Geçerli Olmayacak
Sözleşmelerde aşırı ifa güçlüğü ve sözleşmeden dönme hakkını içeren Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesinin kira belirlemesinde uygulanamayacağına da karar verildi. Bu karar, kira artışlarının yalnızca TÜFE ortalamasına göre yapılmasını ve genel uyarlama hükümlerinin dışarıda bırakılmasını öngörüyor.
Bu emsal karar, kira artışlarında adaletin sağlanması ve yüksek enflasyon karşısında kiracıların korunması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ev sahipleri ve kiracılar, bu değişikliklere göre kira bedellerini yeniden değerlendirebilirler.