İktisatçı Mahfi Eğilmez, "Faiz İndiriminin Zamanlaması" başlıklı yazısında, geçen hafta ABD Merkez Bankası (Fed) ve diğer merkez bankalarının faiz kararlarını ele aldı. Eğilmez, bu kararların ardındaki dinamikleri, ülkelerin ekonomik durumlarını göz önünde bulundurarak değerlendirdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) için faiz indirimine etki eden faktörleri ve bunların çözüm tarihini de açıkladı.

Ocak Ayında Öğretmenler İçin Beklenen Maaş Belli Oluyor! Ocak Ayında Öğretmenler İçin Beklenen Maaş Belli Oluyor!

Eğilmez, Fed’in faiz indirimini piyasalarda beklenen 25 baz puan yerine 50 baz puan olarak gerçekleştirmesinin arkasında "faiz, enflasyon, büyüme ve işsizlik oranı" ilişkilerinin bulunduğunu vurguladı. ABD'deki enflasyon oranının yükseliş eğilimine dikkat çekerken, Fed’in bu duruma karşı daha temkinli bir yaklaşım benimsediğini belirtti. Eğilmez, ABD’nin büyüme oranlarının sorun yaratmadığını ve işsizlik verilerinin de dikkate alındığında, Fed’in 50 baz puanlık bir indirim için yeterli bir gerekçe görmediğini ifade etti.

Fed’in 50 baz puanlık indirim kararının, dünya genelinde durgunluk sinyallerine karşılık verme amacı taşıdığını söyleyen Eğilmez, Fed’in önceki toplantıda yapmadığı 25 baz puanlık indirimi, geç kalma korkusuyla gerçekleştirdiğini öne sürdü.

Türkiye'nin yüksek enflasyon oranları ve bununla birlikte uzun süredir devam eden dolarizasyon sorununa değinen Eğilmez, Türkiye’nin son 50 yılda ortalama yüzde 38 enflasyonla yaşadığını hatırlattı. Ayrıca, bir yıl içinde ödenmesi gereken yüksek dış yükümlülüklerin de önemli bir sorun oluşturduğunu vurguladı.

TCMB’nin faiz oranlarını ne kadar süre yüksek tutacağına dair ipuçlarının 3. çeyrek büyüme oranlarında olduğunu belirten Eğilmez, 29 Kasım 2024’te açıklanacak GSYH verilerinin ardından 26 Aralık'ta yapılacak PPK toplantısında bir indirim olabileceğini öngördü. Eğilmez, bunun için büyüme oranlarının sıfıra yaklaşması ve siyasi otoritelerin de benzer bir değerlendirmeye ulaşması gerektiğini ifade etti.