11 Haziran 2022’de yani önümüzdeki Cumartesi günü Eğitim Bir Sen tüzük tadil kongresi yapacak. Her ne kadar Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan yardımcısı Ramazan Çakırcı şube başkanlığında üç dönem kalma kuralının kaldırılmasının gündemlerinde olmadığını ifade etse de kulislerde bu konunun tüzük kongresinin ana gündem maddesi olduğu yüksek sesle dile getiriliyor.
“Eğitim Bir Sen’de Tüzük Darbesi, Eğitim Bir Sen’de Vesayet Anlayışı mı Hortladı” başlıklarında birçok sitede yayınlanan makalemde meseleyi özü itibariyle izah etmiştim.
O makalemden sonra eğitim camiasından çok olumlu geri dönüşler aldım. Bunun yanı sıra “diğer sendikalarda üç dönem kuralı var mı? Siyasi partilerde üç dönem kuralı var mı? İktidar partisi bile üç dönem kuralını kaldırdı! Üyeler seçiyorsa bırakınız bu kural kaldırılsın” gibi karşı yönde eleştirilerin de muhatabı olduğumu söylemeliyim.
Oysaki bizim gibi düşünenlerin tepkisi; vesayete karşı duran bir sivil toplum örgütü, sendika yöneticilerinin vesayet anlayışını hâkim kılma talebinde bulunmasınadır.
Uzun bir süredir Genel Merkez yönetiminde farklı sekretaryalarda görevler üstlenen Ramazan Çakırcı böyle bir şey yok diyorsa biz de 11 Haziran 2022 tarihinde Ramazan Çakırcı’nın doğru söylediğine şahitlik edeceğiz o zaman.
Dileriz ki Ramazan Çakırcı haklı çıkar. Aksi halde şube başkanlığında üç dönem kuralının kaldırılması ya da dört, beş döneme çıkarılmasına yönelik bir hamle Eğitim Bir Sen’de bir domino etkisi oluşturur ki Ali Yalçın’ın kendisi, yönetimi ve bu üç dönem kuralının kaldırılması için oy kullanan tüm şube başkanları ve üst kurul delegeleri bu enkazın altında kalabilir.
Ayrıca iddia odur ki; Ali Yalçın ve yönetiminin kendi yerlerini sağlama alma uğruna şube başkanlığında üç dönem kuralını “üyelerden gelebilecek tepkileri minimize etmek” için dört ya da beş döneme çıkarmayı planladıkları da kulislerde yüksek sesle dillendiriliyor.
3600 ek gösterge ile ısrarla gündemden düşürülmeye çalışılan bu iddialar karşısında Ali Yalçın ve yönetiminin sessizliği ise ayrı bir tartışma konusu.
En trajik olansa bazı şube yönetimlerinde “üyelerimiz istifa etmeyi göze alamaz. Üç ayda bir ödenen toplu sözleşme ikramiyesini kaybetmeyi ise hiç göze alamaz, “ mealindeki söylemlerin dillendirilmesi ise başlı başına bir tartışma konusdur!
Profesyonel sendikacılık anlayışı “sendikal görevleri bir ekmek teknesi, ev geçindirecek bir meslek olarak görmek” değil; üyenin, kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarını iyileştirmek için mücadele etmek ve zamanı geldiğinde gönül rahatlığı ile görevi layık olanlara devretmektir.
Gündemdeki bu tartışmalarla Ali Yalçın ve yönetiminin, şube başkanlarının ve üst kurul delegelerinin bu sınavı veremeyecekleri yönünde camiada büyük bir endişe hâkim.
Genel merkez yönetimi, 133 şube başkanı dâhil olmak üzere 500’e yakın üst kurul delegesinin oy kullanacağı 11 Haziran 2022 tarihinde Eğitim Bir Sen üyesi 429 793 üye kendi vicdanının sesi olacak kahramanların yumruğunu sandıkta görebilecek mi?
Bu tüzük tadil kongresinde oy kullanacak delegelin önünde iki seçenek duruyor.
Birinci seçenek; Eğitim Bir Sen’i vesayet anlayışına teslim mi edecekler?
İkinci seçenek; kendi ikbalini düşünenlerin ve sendikaya vesayet anlayışının gelmesinin önünü mü açacaklar?
Delegelerden beklenen, ihtiraslı başkanların iddia edilen üç dönem kaldırılsın talebinin engellenmesi yönünde oy kullanıp 429 793 üyenin vicdanının sesi olmaktır.
Tüzük tadil kongresinde iddia edildiği gibi şube başkanlığında üç dönem kuralı dört ya da beş dönem çıkarılması dahi yüzbinlerin istifasına yol açacak domino etkisi yapabilir.
Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı üç dönem kuralının kaldırılması gündemimizde yok demişti ama üç dönemin dört ya da beş döneme çıkarılmayacağı yönünde ise bir şey demedi.
Bu girişimden de anlaşılıyor ki Eğitim Bir Sen’de olmayan bir vesayet anlayışı oluşturulmaya çalışılıyor. Zaten sendika yönetiminde farklı görevlerde bulunup emekli olana kadar yönetimlerde görev alabilme hakkı başlı başına bir vesayet anlayışı iken şimdi de üç dönemin dört, beş ya da tamamen kaldırılması talebini genel merkez yönetimin koltuğunu sağlama alma girişimi olarak mı okumalıyız?
Ekim- Kasım 2022’de yapılacak olan ilçe, il delege ve genel merkez üst kurul delege seçimlerinde oy kullanacak üyelerin bu tüzük tadil kongresinden çıkarması gereken dersler olmalıdır.
Seksen bir ilde hali hazırda seçilmiş bulunan yaklaşık beş yüze yakın üst kurul delegesinin 11 Haziran 2022 Cuma günü kullanacakları oyun biçimi mevcut il yönetimlerinin de kaderini belirleyecek nitelikte olacaktır.
Eğitim Bir Sen’de önümüzdeki dönemde daha ehliyetli ve liyakatli yönetimleri göreve getirmek üyelerin iradelerini ortaya koymalarına bağlıdır.
Yeni dönemde il yönetimlerinden başlamak üzere genel merkez yönetimlerinde yepyeni anlayışlara sahip, sendikasını bir siyasi partinin arka bahçesine çevirmeyen adil, entelektüel birikime sahip yöneticilere ihtiyaç var.
Bu hususta çağrımız önce 11 Haziran 2022’de tüzük tadil kongresinde oy kullanacak üst kurul delegelerine ve sonrasında Ekim 2022’de yeni yönetimleri belirleyecek üyeleredir.
Sendikalarınızı vesayet odaklarına teslim etmeyin!
Faruk YILDIZ
Eğitimci Yazar