Bir şeyi bilmek her şeyi bilmek değildir. (H.K.)

İlim irfan insana ağırlık katar. Âlim kişi; duruşuyla, konuşmasıyla, üslubuyla, oturuşuyla kısacası her hareketiyle insanlara bir şeyi öğretendir. Dilin var oluş sebebini bilen ve en iyi kullanandır Âlim.

Herkes Âlim olamaz!

Devletlerin en iyi olduğu dönemler, liderlerin bilge insanlara danıştığı dönemler olmuştur. İlmi duyarlılıktan uzaklaşan ve gerçek ilim insanlarına danışmaktan vazgeçen liderlerin yönettiği devletler çöküş sürecine girmiştir. Merak edenler tarih kitaplarını karıştırıp detaylı bilgi sahibi olabilir…

Ayet-i kerimede “Bilmiyorsanız ilim erbabına sorunuz.” (en-Nahl, 16/43) buyruluyor.

Efendimiz (asm) bir hadis i şerifinde şöyle buyurdu: “İlim isteyin, onunla beraber sekinet ve halimliği de isteyiniz”.

 Diğer bir sözünde, ”ey Allah’ım beni ilimle zengin kıl, hilimle süslendir. Takva ile beni şereflendir, afiyet ile güzelleştir.”

Gördüğümüz gibi  efendimiz (asm) ilmin yanına hilmi, yani yumuşaklık ve ağırbaşlılığı da koymuştur.

İlim irfan sahibi bir kişide olması gereken vasıfları kısaca özetlemiş olduk.

Tüm bunları yazmamdaki amaç şu: Yazının başlığında da görüleceği gibi Emre Uslu ile twitter üzerinden kısa bir yazışmamız oldu.

Emre Uslu şöyle bir tweet attı. ”Size bir kötü haberi daha vereyim de dikkatli olun. Macaristan’ın RTE gibi diktatör kafalı bir lideri var Orban. Virüs krizini kullanarak meclisi devere dışı bıraktı. Bundan sonra ülkeyi KHK’larla yönetecek. Diktatörler diktatörlerden öğrenir. Benden söylemesi” diye bir tweet atması üzereni ben de ;

“Bilge insan” Emre efendi hazretlerine, “ Bu mantığa göre Osmanlı Devleti tam diktatördü. Çünkü padişahlar bir fermanla istediklerini yapabiliyorlardı. Şimdi padişahlar “diktatördü “ diyebilir miyiz? diye sorunca karşılığında hakaret edip “evet, Osmanlı padişahlarının hepsi diktatördü” dedi.

Üniversitede öğretim üyeliği yaptığını, sürekli araştıran ve bilgi haznesini faydalı bilgilerle doldurduğunu belirten bir şahıs bir soruya bile tahammül edemeyip cehalet örneği gösterdi. Medeniyetin olmadığı “dark age” olarak tabir edilen karanlık çağ ülkelerini bana savunup üste çıkmaya çalıştı.

Düşünebiliyor musunuz İngiltere kralının derebeylerle imzalamış olduğu Magna Carta’yı demokrasiye geçiş olarak kabul ediyor. Tam bir cehalet örneği gösterip bunu kabul etmek ahmaklıktır.

Magna Carta, derebeylerin krala karşı kazanmış olduğu haklardır. Halk (serfler) yine toprakla birlikte alınan ve satılan konumunda olup hiçbir hakka sahip değillerdi. Buna demokrasi deyip Osmanlı padişahlarına “diktatör” yakıştırması yapması büyük bir ahlaksızlıktır.

Anakronizm mantığına ters davranan bu “uzaktan vatandaş” ilim adamıymış!

Evvela, Osmanlı Devleti dönemine iyi bakmak lazım. O dönemde “demokrasi” diye bir kavram var mıydı yok muydu, hangi devlet lideri o dönemde seçimle göreve gelmişti diye bakmak lazım. Bunları bilmeden bana Magna Carta ile savunma yapması tam bir cehalet örneğiydi.

Bu mantığa göre Atatürk, İsmet İnönü ve Adanan Menderes diktatördü..!

Emre USLU dur. Haddin olmayan işlere karışma ve sadece mesleğinle ilgilen. İnsanlara saygı duymayı öğren! Kişilik karmaşası yaşıyorsan bir psikoloğa görün derim. Bu konuda sana yardımcı olurum. İstersen telefonumu da sana yazarım ve her konuda sana yardımcı olurum. Yeter ki doğru yola gel.

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN