Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’a açık açık sorduk, soruyoruz:

Bayındır Memur-Sen bünyesinde kurulan Paraf Yapı tarafından TOKİ’den alınan Aydın İli, Kuşadası İlçesi, Türkmen Mahallesi 317 Ada, 347 Parsel’deki 266 bin 500 m2’lik arsa üzerine yapılan lüks konutlardan daire aldın mı? Almadın mı? Aldıysan kaç tane aldın?

Bu arsa üzerine yapılacak konutlar için Sincan’daki arsada olduğu gibi üyelere SMS mesajı atıldı mı?

Şehirlerin arka mahallelerindeki sosyal konutlar üyelere; muhteşem deniz manzaralı lüks konutlar yönetim kurulu üyelerine mi?

Sosyal konut projesi yapıyoruz görüntüsü altında ülkemizin en nadide turistik yerlerinde denize nazır lüks konutlar yapmak bunu da ezici çoğunluğu yönetim kurulu üyeleri arasında paylaşmak hangi ahlaka ve sendikacılığın hangi kanununa sığar?

Sendikanın örgütsel gücünü üyelerinizin hak ve menfaatleri için kullanmanız gerekirken, hazineden TOKİ’ye geçen araziyi almak için kullanmak ve bu araziye lüks villa yapmak yakışık almıyor mu?

Vatandaşların en ucuz evi 3 milyona, en ucuz yazlığı 10 milyona alabildiği ortamda üstelik dört yıl ödeme süresiyle 1 milyona yazlık konut sahibi olmak helal mi?

Altın fiyatları yeni rekora hazırlanıyor! Yeni zirve ne zaman görülecek? Altın fiyatları yeni rekora hazırlanıyor! Yeni zirve ne zaman görülecek?

Tüm bu soruları sorduğumuz için 1 milyon üyenizden sizi savunacak bir kişi bile (Bu sayıya maaşlı profesyonel şube başkanlarınız da dâhil) çıkmazken; sizi ve cipraleks gülüşlü sendika sekreterini savunmak sanal bir karakter olan A. Tanıl Karakuş’a mı kaldı?

Koskoca bir camiayı, Türkiye’nin en büyük memur sendikasını bu iddialara karşı savunma görevinin Hacivat-Karagöz oyunlarındaki gibi bir sanal karaktere kalmasının sizi ne duruma düşürdüğünün farkında mısınız? Dün Karagöz’dü, bugün Karakuş… Muktedirlerin gölge oyunu hiç değişmedi. Süreci bundan sonra gölge oyunlarıyla mı yönetmeye talipsiniz? Beyaz perdenin arkasındaki karanlık bölgeden seslenme... Çık meydana, kendi sesinle; -meli, -malı kipi kullanmadan açık ve net konuş. Hacivat-Karagöz oyunlarınız kabak tadı verdi artık…

Unutmayın! Devlet, tüm kurumlarıyla görevlerinin başındadır. Cumhuriyet Başsavcılığına gereken müracaatımızı yaptık. Yılanı deliğinden çıkaran Devletimiz, A. Tanıl Karakuş kodlu sanal kişiliği de er geç ortaya çıkaracaktır.

Sendikayı rant ve zenginleşme aparatına dönüştürenler, kurucu üyesini, üyelikten çıkarma kararları yargıdan dönünce hırçınlaşıverdiler.

Anlaşılan o ki sendikanın kurucu üyesini, yapıcı ve seviyeli eleştirileri ve sendikanın gelişmesi için sunduğu öneriler, çıkarlarına ters düştüğü için üyelikten çıkarılma kararının yargıdan dönmesini hazmedemeyen sendika baronları; bu sefer de kendilerince bürokrasiden çıkarttırmanın hırsı ile yanıp tutuşuyorlar. Emekçinin ekmeği ile oynayan sözde sendikacılar! Buradan size ekmek çıkmaz. İdarenin işleyişine burnunuzu sokarak, elinize yüzünüze bulaştırdığınız sendikal başarısızlıklarınızı örtemezsiniz.

Bugünlerde 76. Maddede ahkâm kesenler, bir zamanlar 76. Maddenin mihmandarlığını yapanlardan başkası değildi. Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür. Genç kardeşlerimiz durumdan haberdar olmamaları ve yaşları müsait olan kardeşlerimizin de unutmaları gayet normaldir. Bu nedenle 15 yıl önce yaşanılan bir durumu hatırlatmak gereği hâsıl olmuştur. 2009 yılında Ali Yalçın, 76. Maddeden Sancaktepe Halk Eğitim Müdürlüğüne atanıyor. Bakıyor ki Sancaktepe sendikanın 3.Bölgesinde kalıyor ve 4 Nolu Şube Başkanlığı koltuğu gidecek; hemen apar topar kararnamesini iptal ettirerek 4 Nolu Şube başkanlığı koltuğunu koruyor. Bunun adı da duruş! Oluyor…

Bu konuda ders verecek son kişisiniz. Ayrıca siz atama makamı mısınız ki Sanal Karakter Tanıl, atamaları sizin yaptığınızı mı iddia/ima edercesine “Bize karşı geldin. O halde istifa et.” Diyebiliyor…

“Biz, 28 Şubatlarda…” ile başlayan cümlelerinizin devamında; İstanbul Üniversitesinin turnikelerinde sıkıştırılan başörtülü bacılarımıza atıf da bulunarak o görevlere seçildiniz. Şimdi randevu alamayan üyeleriniz, aidat ödediği sendikanın turnikelerine sıkışıyor Sayın Başkan! Kaldır o turnikeleri sendikadan... Üyeden korkarak ancak Kemal Alemdaroğlu olunur… Sendika Başkanı değil...

Üyesine ayar veren üstenci tavırlarından tabanın rahatsız olduğu çok değerli sendika sekreterinizin 24.02.2020 tarihli, “Ey Gerçek Ortaya Çık” başlıklı yazısında; “Aslında herkes biliyor, yüzler sahte ve yalancı. Sanki her şey bir oyundan ibaret ve herkes maske takmış gibi.”diyordu. Bu maske, Kuşadası’nın zirvesine çıkarken İmbat’ın etkisiyle düştü ve rantiyeci yüzleriniz ortaya çıktı. Bütün endişenizin, hırsınızın ve kindarlığınızın nedeni gerçeklerle yüzleşmeniz mi oldu?

                                                                                          Yıldırım DEMİRCİ