Güncel

Ev Sahibi ve Kiracılar Dikkat: Sözleşmedeki Oran Yerine TÜFE Uygulanır

Yüzde 25 zam sınırının sona ermesiyle yeni süreçte kira artışları önceden geçerli olan yasal sınıra göre uygulanacak. Peki ev sahibi ve kiracıları yeni dönemde neler bekliyor? Uzman isimler, kira sözleşmesinde dikkat edilmesi gerekenlere değinerek, uyarılarda bulundu. İşte detaylar...

Abone Ol

Ev sahibi ve kiracıyı yakından etkileyen kira zam sınırında eski sisteme devreye alındı. 2 yıldır uygulamadaolan kirada yüzde 25 zam sınırı 1 Temmuz itibarıyla yürürlükten kaldırıldı. Bu tarihten sonra yapılan sözleşmelere 12 aylık TÜFE ortalamasına göre değerlendirilecek. Bunun dışında taraflar kira sözleşmesini anlaşmaya vardıkları bir rakamda da kira ücretlerini değiştirebilirler. Meselai kira zammını taraflar yapılan sözleşmede yüzde 50 olarak kararlaştırabilir. TÜFE’nin 12 aylık ortalaması yüzde 65 oranında açıklansa da sözleşmedeki yüzde 50 zam da geçerliliğini koruyacaktır.

Konu hakkında detayları Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri Platformu Sözcüsü Av. Dr. Umut Metin açıkladı. Metin konuşmasında şu cümlelere yer verdi:

‘SINIR EN FAZLA TÜFE KADAR OLACAK’

“Kira sorunlarının bu denli arttığı bir durumda yüzde 25 kira artış sınırı isabetli olmadı. Yüzde 25 düzenlendi diye konut sahipleri kira artışının yüzde 25 sınırı üzerinden uygulanmasını istemedi.

Yeni dönemde kira artışlarında sınır en fazla TÜFE kadar olabilecek. Tabi ki burada kiracı ile mülk sahibi arasındaki sözleşmeye mutlaka bakmak gerekmektedir. Eğer imza edilen kira sözleşmesinde kira artışı yıllık yüzde 50 olacak deniyorsa ve TÜFE yüzde 60’nın üzerinde çıksa bile yüzde 50 kira artışı uygulanır.

SÖZLEŞME DEĞİL TÜFE ÖNEMLİ!

Ancak kira sözleşmesinde kira bedelinin bir sonraki yıl yüzde 100 artırılacağı söyleniyor ve TÜFE yüzde 70 sınırındaysa bu durumda TÜFE sınırına tabi olunur ve yüzde 100 artış uygulanmaz. Sözleşmede yüzde 100 zam maddesi olsa bile TÜFE uygulanır. Taraflar kira sözleşmelerinde artışı diledikleri gibi belirleyebilirler ancak burada üst sınır TÜFE’nin 12 aylık ortalamasıdır.


ARABULUK SİSTEMİNİN ETKİSİ

Diyelim ki bir kira sözleşmesi yapıldı. Buna ilişkin bir uyuşmazlık oldu. Taraflar kira bedelinde anlaşsa da başka sorunlar ortaya çıktı. Bu tip sorunların hepsinde eğer taraflar arabuluculuk olmasaydı adliyeye giderek birbirlerini dava etmeleri gerekirdi. Bu noktada arabuluculuk bir fırsat yarattı.

''TARAFLAR ARABULUCU HUZURUNDA ANLAŞMIŞ OLDULAR'

Arabuluculukta yaşanmış bir örnekten bahsetmek gerekirse taraflar aylık kira bedeli 7500 TL iken bu bedel üzerinde anlaşamıyorlardı. 11 bin TL olarak bir kira bedeli belirlendi. 2024’ün 10’uncu ayına tahliye taahhüdü verildi. Taraflar arabulucu huzurunda anlaşmış oldular.

'TARAFLARIN HAKKANİYETLİ OLMASI'

Yaşanmış ikinci bir arabuluculuk örneği ise iş yeri ile ilgiliydi. Sözleşmeye bakıldığında bir artış olmaması gerekirken emsal kiraların çok arttığı için mülk sahibi kiranın artışını talep etti. 40 bin TL olan kira 55 bin TL düzeyine getirildi. Bu tamamen tarafları hakkaniyetli olarak, çevredeki kiraları gözeterek bir mutabakat sağlamalarıydı.


'TOPLUMCA BENİMSENEN BİR TABLO YAŞIYORUZ'

Üçüncü yaşanmış arabuluculuk örneğinde ise bir iş yerinin yan tarafında boş alan mevcuttu. Alan tapuya dahil değildi. Kiracı binanın yanındaki boş olan alanı kapatarak depo olarak kullanmaya başladı. Bunun üzerine mülk sahibi bu alanın kullanılmamasını istedi. Taraflar arasında tartışma yaşandı, ancak sonrasında konu arabulucuya intikal etti ve anlaşma sağladı. Kiracı fazladan kullandığı alanın kullanımına son verdi. Kiracılık ilişkileri ise düzenli bir şekilde devam etti.

Türkiye’de arabulucular faaliyetlerine aktif bir şekilde devam etmektedir. Adliye dışında uyuşmazlık çözmenin toplumca benimsendiği bir tablo yaşıyoruz" şeklinde konuştu.