Elektrikli araç satışları hızla artıyor, fakat endişeler devam ediyor

Türkiye’de elektrikli araç satışları son bir yılda büyük bir ivme kazandı. Trafiğe kayıtlı elektrikli otomobil sayısı 32.777’den 131.127’ye çıkarak neredeyse 100 bin adetlik bir artış gösterdi. Ancak bu hızlı büyümeye rağmen, yapılan anketler tüketicilerin bazı konularda tereddütlü olduğunu ortaya koyuyor. Şarj altyapısının yetersizliği, yüksek fiyatlar ve menzil endişesi, elektrikli araçların tercih edilmesini engelleyen başlıca sebepler arasında yer alıyor.

Tüketiciler elektrikli araçlara karşı temkinli: En büyük engel şarj altyapısı

Elektrikli araç kullanıcılarının yüzde 36'sı menzil endişesini en büyük zorluk olarak görüyor. Özellikle uzun yolculuklar için yeterli şarj istasyonlarının olmaması, araçların şehir dışına çıkışını kısıtlıyor. Yetersiz şarj altyapısı ise katılımcıların yüzde 31’i tarafından önemli bir sorun olarak ifade ediliyor. Araçların şarj süreleri ve mevcut şarj istasyonlarının azlığı, tüketicilerin elektrikli araçlara olan güvenini sarsıyor. Yüksek fiyatlar yüzde 18, servis ağının yetersizliği ise yüzde 15 oranında endişe yaratıyor.

En uygun fiyatlı modeller hangileri? 1 milyon TL'nin altında seçenekler var mı?

Piyasada uygun fiyatlı elektrikli araç arayanlar için seçenekler sınırlı kalıyor. 1 milyon TL’nin altında çok az sayıda model bulunuyor ve bu araçlar genellikle daha küçük segmentlerde yer alıyor. 400 bin TL seviyelerinden başlayan 2 kişilik modelleri hariç tutarsak, 1 milyon TL altında kalan sadece 4-5 model bulunuyor. 1 milyon ile 1.5 milyon TL arasında ise B ve C segment elektrikli otomobiller daha yaygın olarak satılıyor. TOGG, Tesla, Dacia, Opel, Fiat, Citroen, Peugeot, MG, Kia, Renault gibi markalar bu segmentte çeşitli seçenekler sunuyor.

RTÜK Başkanı Şahin'den 'Narin Güran' Haberlerine İlişkin Açıklama RTÜK Başkanı Şahin'den 'Narin Güran' Haberlerine İlişkin Açıklama

Elektrikli araçların çevreci yapısı ve düşük maliyet avantajı öne çıkıyor

Elektrikli araçların tercih edilmesinde en büyük etken çevre dostu olmaları. Anket sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 38,5’i çevreci yapıyı en önemli gerekçe olarak belirtirken, yüzde 24,9'u düşük işletme maliyetlerinin cazip olduğunu ifade ediyor. Performans ve hız yüzde 19 oranında etkili olurken, vergi avantajları yüzde 17,6 ile tercihlerde rol oynuyor. Elektrikli araçların çevreci özellikleri ve düşük yakıt maliyetleri, fosil yakıtlı araçlara göre avantaj sağlıyor.

Hibrit araçlar daha cazip olabilir mi?

Hibrit araçlar, benzinli ve elektrikli motorları bir arada sunarak kullanıcıların menzil endişesini gidermekte etkili oluyor. Elektrikli araçların menzil sınırlamaları nedeniyle uzun yolculuklar için yeterli bulunmaması, hibrit araçları bir adım öne çıkarıyor. Özellikle şehir içi kullanımda yakıt tasarrufu sağlayan hibrit araçlar, dur-kalk trafikte elektrik motoruyla hareket ederek hem performans hem de tasarruf sağlıyor. Elektrikli araçlar ise tamamen elektrik motoruyla çalıştığı için bataryaların sık sık şarj edilmesi gerekiyor.

Yeni batarya teknolojileri ile menzil sorunları aşılabilecek mi?

Batarya teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, elektrikli araçların geleceği için umut verici. Lityum Demir Fosfat (LFP) gibi yeni nesil batarya teknolojileri sayesinde, şarj süreleri kısalırken menzil kapasiteleri de artıyor. Son haberler, 10 dakika şarj ile 600 kilometre menzile sahip bataryaların seri üretime geçebileceğini gösteriyor.